Danıştay Dördüncü Daire 

Yetkisiz vergi dairesinin yetkisiz takdir komisyonu tarafından yapılan tesbit ve takdir sonucu, yetkili takdir komisyonuna bildirilerek diğer matrah unsurlarıyla birlikte tüm matrahın takdirinin yapılması gerekir. Uyuşmazlık, taşınmaz satışından dolayı, yükümlünün 1975 takvim yılında elde ettiği kazanca ilişkin saptanan, taşınmazın bulunduğu yer vergi dairesi müdürlüğünün bağlı olduğu takdir komisyonunca yapılması istemi üzerine Alanya Vergi Dairesi müdürlüğünce başvurulan Alanya Takdir Komisyonunun matrah takdirine yer olmadığı yolundaki kararma, mükellefin bağlı olduğu Hocapaşa Vergi Dairesi müdürlüğünün itiraz edebileceğinden söz ederek itirazı incelemeksizin reddeden itiraz komisyonu kararım onayan temyiz komisyonu kararından doğmuştur. 213 sayılı VUK'nun 74. maddesinde takdir komisyonunun görevleri sayılırken, yetkili makamlardan istenen matrah ve servet takdirlerim yapmak görevinin bu komisyona ait olduğuna değinilmiştir. Olayda, Hocapaşa Vergi Dairesi Müdürlüğünde mükellefiyet kaydı bulunan yükümlünün, ihtilaflı yılda Alanya'da tapu siciline kayıtlı taşınmazların satışından dolayı elde etmesi gereken kazancın tesbiti amacıyla takdir işleminin, Alanya Vergi Dairesinin bağlı olduğu takdir komisyonuna yapılmasının istendiği tartışmasızdır. Yükümlü tarafından beyan dışı bırakılan bu kazancın, taşınmazın bulunduğu yer takdir komisyonu tarafından saptanması, 213 sayılı VUK'nun 74 ve 75. maddeleri hükmüne göre yapılacak incelemenin gereğine uygundur. VUK'nun 377/2. maddesinde vergi dairesinin takdir komisyonlarınca takdir olunan matraha itiraz edebileceği, 378. maddesinde de itiraz edebilmek için takdir komisyonu kararının tebliğ edilmiş olması gerektiği hükmüne yer verilmiş ancak, bu itirazı yapmaya hangi yer Vergi Dairesi'nin yetkili olduğuna değinilmemiştir. GVK'nun 106. maddesinde, gelir vergisinin mükellefin ikametgahının bulunduğu yer vergi dairesince tarh edileceği, VUK'nun 4. maddesindeki vergi dairesinin mükellefi tesbit eden, vergi tarh eden, tahakkuk ettiren ve tahsil eden daire olduğuna ilişkin hükümleri, vergi uygulamasında vergiyi doğuran olayı, vergi tarhım izleyen aşamalarla ilgilidir. Vergiyi doğuran olayın tesbitinden sonra fakat tarhtan önceki aşamalarla ilgili özel bir hüküm bulunmadığından ' ve taşınmaz satışından sağlanan hasılatın tesbitine ilişkin takdir kararma hangi neden ve gerekçeyle itiraz edilebileceği, takdiri yapan komisyona bağlı vergi dairesi müdürlüğünce daha iyi değerlendirilebileceğinden ve bu konuda kanunda engelleyici bir hüküm bulunmadığından Alanya Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından yapılan itirazın incelenmeksizin reddine ilişkin karar, yasanın özüne ve ruhuna, özellikle 213 sayılı yasanın 30. maddesinde amaçlanan yöntemin gerçeğe en yakın kazanç miktarının saptanmasına dönük ilkeye uygun bulunmamıştır. itiraz olunan takdir komisyonu kararıyla, tapu sicil muhafızlıklarından alınan yazılardan taşınmazın, 1960 yılında satın alındığı 1966 yılında ise arazi büyüklüğüyle ilgili bir uyuşmazlıktan dolayı verilen adli yargı kararı doğrultusunda 1960 yılında yükümlü adına ilk tescili yapılan arazinin sınırları ve yüzölçümü bakımından gerekli düzeltmeler yapıldığından ve 1960 yılında tapuya tescilli bu yerlerden bir kısmının 1966 yılında satılmasının 193 sayılı yasanın 37/6 ve ne de 81/1. maddeleri uyarınca gelir vergisine tabi olmayacağından matrah takdir edilmemiş olmasında kanuna aykırılık görülmemiştir. Bu nedenlerle temyiz komisyonu ikinci dairesinin 30.4.1982 günlü ve 1982/384 sayılı kararı ile bu kararın konusunu teşkil eden Antalya Bölge Vergiler Muvazzaf itiraz Komisyonu kararının bozulmasına, vergi dairesi müdürlüğünün takdir komisyonu kararına müteveccih itirazının esastan reddine, oyçokluğuyla karar verildi.