Danıştay Dördüncü Daire
Beyanname vermeyen, mükellef hakkında emsali işletmeler, işyerinin durumu gibi faktörlerin dikkate alınmak suretiyle takdir edilen matrahın fazla olduğunun isbatı mükellefe düşer. Uyuşmazlık 1974 takvim yılı beyannamesin! vermediği gerekçesiyle re'sen takdir yoluyla yükümlü adına salınan gelir vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasını; vergi aslı yönünden aynen, cezayı ise kusura çevirmek suretiyle değişiklikle onayan itiraz komisyonu kararından doğmuştur. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 92. maddesinde bir takvim yılma ait beyannamenin ertesi yılın Mart ayı içinde vergiyi tarha yetkili vergi dairesine verileceği veya taahhütlü olarak posta ile gönderileceği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30/1. maddesinde ise, vergi beyannamesini kanunî sürenin sonundan başlıyarak 15 gün geçtiği halde verilmemiş olursa bu durumun re'sen takdir sebebi sayılacağı öngörülmüştür. Olayda ise yükümlünün teklif yılı beyannamesini vermediği, ticari faaliyette bulunduğu, bu durumun yoklama tutanağı ile tesbit edildiği ve buna dayanılarak dönem kazancının re'sen takdir edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda ticari faaliyette bulunan ve yıllık gelir vergisi beyannamesini vermiyen yükümlü re'sen takdir edilen matrahın çok yüksek olduğunu iddia etmekte ise de işyerinin durumu, iş hacmi, emsalleri ve piyasa şartları gözönüne alınarak takdir edildiği ve yükümlünün iş durumuna göre tesbit edilen matrah yerinde ve yasal durumda olduğundan belirlenen bu matrah üzerinden salınan gelir vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasını; cezayı kusura çevirmek suretiyle değişiklikle onayan komisyon kararında isabetsizlik görülmemiştir. Ancak kusur cezası zamanaşımı nedeniyle terkin edilmesi gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle vergi dairesi temyiz isteminin reddine, mükellef temyiz isteminin ise kısmen kabulüyle kusur cezasının zamanaşımı nedeniyle terkinine bu suretle tarhiyatın değişiklikle onanmasına oybirliğiyle karar verildi.