Danıştay Dördüncü Daire
Mükellefin kendisinin bulunmaması nedeniyle, ikametgah adresinde bulunan kızma tebliğ geçerlidir. Uyuşmazlık, 1976 yılma ilişkin olarak yükümlü adına düzenlenen ödeme emrini onayan itiraz Komisyonu kararından doğmuştur. Dosyanın incelenmesinden yükümlünün itiraz dilekçesinde duruşma istemediği anlaşıldığından, duruşma isteminin yerine getirilmediği yolundaki iddialarında isabet görülmemiştir. Yükümlü her ne kadar ilgili dönemde gelir elde etmediğini iddia etmekte ise de, bu tür iddialar ancak ihbarnameye karşı yapılacak itirazlarda incelenebileceğinden ödeme emrine karşı yapılan itirazlarda tetkiki mümkün değildir. Ödeme emrine yönelik yükümlü iddialarına gelince: 1.1.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2365 sayılı Yasa ile Vergi Usul Kanunu'nun 94. maddesine eklenen fıkrada; tebliğin kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde, ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılacağı yazılıdır. Dosyada bulunan tebliğ, alındılarının incelenmesinden, ihbarnamelerin 26.11.1981 gününde yükümlünün kızının imzasına tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Tebliğ Vergi Usul Kanunu'nun 94. maddesine uygun yapıldığından, yükümlünün tebliğin usulüne aykırı olduğu yolundaki iddiaları yersizdir. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesinde kamu borcunu süresinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarım ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emriyle duyurulacağı hükme bağlandığından, kesinleşmesine karşın süresinde ödenmediği anlaşılan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde yasaya aykırılık görülmemiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.