Danıştay Dördüncü Daire
Türkiye'de bir temsilci bulundurup, bu temsilci varlığıyla uçaklarına yolcu aldıran ve bilet satışları da acentalarınca yapılan kurumun, taşımacılık faaliyetinden dolayı, kurumlar vergisi mükellefi olması gerekir. Uyuşmazlık dosyanın incelenmesinden, yükümlü kurumun Türkiye'de bir temsilci bulundurup, bu temsilcinin aracılığı ile uçaklarına yolcu aldığının ve biletlerinin de acentalarınca satıldığının anlaşıldığı, uyuşmazlığın ise bilet satışlarının acentalarca yapılması nedeniyle yükümlü kurumun mükellef olup olamayacağına ilişkin bulunduğu, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 11. maddesinde, birinci maddede yazılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde bulunmayanlar yalnız Türkiye'den elde ettikleri kurum kazançları üzerinden vergilendirileceklerinin hükme bağlandığı, olayda ise yükümlü kurumun uçakları ile Türkiye''den yolcu alıp gelir sağladıkları, bu gelir ister daimi temsilciler kanalıyla kazanılsın, isterse daimi temsilcinin tayin ettiği acentalar tarafından satılan biletlerden sağlansın, kurumun tarhiyata muhatap olmasına engel olamayacağı gerekçesiyle vergi aslının onanmasına, cezanın ise, uyuşmazlığın emsal hadiseler nedeniyle yoruma elverişli olduğu mali yargı organlarınca kabul edildiğinden, kaldırılmasına oybirliğiyle karar verildi.