Danıştay Dördüncü Daire
Kavakçılık yapan bir kimsenin, dikiminden 78 yıl sonra kesip sattığı kavaklardan elde ettiği gelir, zirai kazanç hükümlerin göre vergiye tabi tutulur. Gelir Vergisi Kanunu’nun 52. maddesinde zirai faaliyet, ’Arazide, deniz göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yollarıyla nebat, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin istihsalini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını, satılmasını veya bu mahsullerden sair bir şekilde faydalanılmasını ifade eder’ şeklinde tanımlanmış olup, kavak ekimi İşinin de bu maddede belirtilen zira faaliyet olduğunda kuşku bulunmadığı, yine aynı Kanun’un ’Muaflıktan mükellefiyetten muaflığa geçiş’ başlığım taşıyan 14. maddesinde, Kanun’un 13. maddesinde düzenlenen satış tutarı ölçüsün aşan çiftçilerin, bu durumun meydana ’geldiği tarihi izleyen takvim yılı başman itibaren küçük çiftçi muaflığım yitirecekleri, ikinci fıkrasında ise, bu muaflık koşullarının aşıldığı günden itibaren durumu vergi dairesine bildirmeyle ve mükellefiyetle ilgili ödevleri Vergi Usul Kanunu’ndaki esaslara göre yerine getirmeye mecbur olduklarının hükme bağlandığı, bu durumda 13 ve 14. maddeler kapsamına girebilecek olan çiftçilerin, küçük çiftçi olmaları ve faaliyetlerinin süreklilik göstermesi yani aynı tarla ve arazide her yıl üretimin tekrarı, sözü edilen zirai faaliyetlerin bu maddelerin amacım oluşturduğu, kavakçılık yapan bir kimsenin de dikiminden en az 78yıl sonra kesilip satılabilir hale gelen kavakların, bir defada satılması sonucunda sağlanan kazancın, kavak tarımının özelliği nedeniyle her yıl tekrarı olanağının bulunmaması nedeniyle, bu faaliyetin özelliği nedeniyle her yıl tekrarı olanağının bulunmaması nedeniyle, bu faaliyetin süreklilik göstermemesi karşısında, kavak satışı yapan çiftçinin küçük çiftçi olarak gelir vergisinden muaf sayılmasının düşünülemeyeceği, bir yılda sağlanan büyük bir kazancın faaliyetin bir sonraki yılda sürmemesi nedeniyle, çok daha az kazanç sağlayan, ancak zirai faaliyetini devamlı olarak sürdüren diğer zirai gelir erbabı ile aralarında büyük bir eşitsizliğe neden olacağından, vergide eşitlik ilkesine ters düşecek olan bu durumun yasalarla korunduğu gerekçesiyle bozmak suretiyle tarhiyatın re’sen onanmasına karar veren Danıştay 4. dairesi kararının düzeltilmesi talebinin reddine oybirliğiyle karar verildi