Danıştay Dördüncü Daire

Ücretli olarak çalışmakta iken, serbest meslek faaliyetim yıl içinde terk eden ve bu tarihten itibaren yalnızca ücret geliri olan mükellefin, izleyen yılın Mart ayı içinde vereceği beyannamede, ücret gelirlerinin tamamım beyan etmesi gerekir. Dosyanın incelenmesinden, bir taraftan serbest meslek erbabı diğer taraftan da ücretli olarak çalışmakta iken, serbest meslek faaliyetim terkeden ve bu tarihten itibaren yalnızca ücret geliri elde eden mükellefin, uyuşmazlık dönemine ilişkin olarak vermiş olduğu yıllık beyannameyi, serbest meslek faaliyeti ile ücretlerini birleştirerek itirazi kayıtla verdiği, ancak hizmet erbabı olarak çalıştığı döneme ait ücret gelirlerinin, boyanma dahil edilmemesi suretiyle vergi hesaplanması gerektiğini ileri sürmüşse de, Vergi Dairesi’nce aksi görüşle, tüm yıllık ücretleri altı aylık serbest meslek kazancı ile birleştirilerek vergi tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır. Gelir Vergisi Kanunu’nun birinci maddesinde, gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olarak tanımladığı, aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasında ise; mükelleflerin aynı Kanun’un ikinci maddesinde yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, yıllık beyanname vermeye ve bu kazanç ve iratları yıllık beyannamelerinde toplamaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır. Olayda ’Toplama yapılmayan haller’ başlıklı 86. maddede sayılan bir durum sözkonusu olmadığına göre, yıl içindeki tüm gelir unsurlarının birleştirilmesi gerekir. Ayrıca mükellefiyetin kalkması halinde, vergilendirme döneminin takvim yılı basından mükellefiyetin kalkması tarihine kadar geçen süreye inhisar edeceğine ilişkin 108. madde hükmü, ölüm veya memleketi terk gibi o takvim yılında ikinci maddede yazılı gelir unsurlarında herhangi birisinin elde edilmesinin sözkonusu olmayacağı hallerde inhisar eder. Bu nedenle, Vergi Dairesi’nce yapılan tarhiyatın yerinde olduğuna oybirliğiyle karar verildi.