|
Dairesi
Senede bağlı alacaklar için reeskont uygulanması, senede bağlı borçlar için de reeskont yapılmasın) gerektirmez.
|
|
Karar No
1981/319
|
|
Esas No
1979/4231
|
|
Karar Tarihi
26-02-1981
|
|
|
Danıştay Onüçüncü Daire
Senede bağlı alacaklar için reeskont uygulanması, senede bağlı borçlar için de reeskont yapılmasın) gerektirmez. Alacak senetleri reeskont yoluyla değerleme günü kıymetine indirgendiği halde, borç senetlerinin reeskonta tabi tutulmamış olması uyuşmazlığın konusunu teşkil etmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun ’değerlemede esas’ başlıklı 260. maddesinde, ’değerlemede iktisadi kıymetlerden herbirinin tek basma nazara alınacağı’ hükme bağlanmak suretiyle, envanterde yer alan ve ayrı birer iktisadi kıymet olan senede bağlı alacaklarla, senede bağlı borçların mutlaka aynı esasa göre değerlendirilmesinin zorunlu olmadığım ortaya koymuş bulunmaktadır. Kanunda, alacak senetleri, değerleme gününün kıymetine indirgendi diye, borç senetlerinin mukayyet değerle değerlendirilmeyeceği şeklinde bir hüküm yer almadığına ve bunlar ayrı birer iktisadi kıymet olduğuna göre nasıl değerlendirilmeleri gerektiğini açıklayan kanun hükümlerine itibar etmek gerekir. iktisadi bir kıymet olduğunda kuşku olmayan alacakların hangi esaslara göre değerlendirileceğinden bahseden aynı Kanun’un 281. maddesinde, alacakların mukayyet değerleriyle değerlendirilmeye tabi tutulacağı, vadesi gelmemiş olan senede bağlı alacakların değerleme gününün kıymetine indirgenebileceği, bu takdirde senetlerde faiz nisbetinin bulunması halinde bu nisbete göre, faizin açıklanmadığı hallerde Cumhuriyet Merkez Bankası’nın resmi iskonto haddinin uygulanacağı kuralına yer verilirken tanınmış bulunan seçimlik hak, bankalar, bankerler ve sigorta şirketleri için tanınmamıştır. Borçlar bakımından aynı esasları kapsayan 285. maddede de tanınmış olan seçimlik hak, 260. maddedeki iktisadi kıymetlerin tek basma değerlendirilmesi biçimindeki genel düzenleme kuralı ile birlikte gözönüne alındığında, alacak senetlerini reeskonta tabi tutan yükümlülerin borç senetlerini de reeskonta tabi tutmağa zorunlu olmadıkları şeklinde anlaşılmaktadır. Gerçekten yasa koyucunun bu iki iktisadi kıymetin değerleme esaslarım belirlemek için birbirinin benzeri iki ayrı madde düzenlemiş bulunması da, tanınan seçim hakkının her bir iktisadi kıymet için ayrı şekillerde kullanılabileceğini göstermektedir. Diğer taraftan, senede bağlı alacaklar yükümlülerin ellerinde olduğundan ilerdeki değerini günün kıymetine indirgemeleri çok kolay olduğu halde, başkalarında bulunan borç senetlerinin reeskont edilmiş değerini ödeyerek borçlarından kurtulabilmeleri fiili ve hukuki engellerle o derece zordur. Ayrıca, bir işletmenin faaliyet dönemleri birlikte gözönüne alınarak, envanter sırasında yapılan reeskont işlemi için açılacak alacak ve borç senetleri reeskont hesapları, bir sonraki hesap dönemi basında ters bir kayıtla iptal edileceğinden sözkonusu reeskontlar dolayısıyla mutfak bir kar sözkonusu olamaz. Bu nedenle tarhiyatı kaldıran Temyiz Komisyonu kararında kanuna aykırılık görülmediğinden davanın reddine oybirliğiyle karar verildi.
|
|