Danıştay Onüçüncü Daire
Adi ortaklık sözleşmesiyle kollektif şirketin yasal ortağı bulunmayan paydaşlarının aldıkları kar payları kollektif şirket ortağının kazancıdır. Uyuşmazlık, şahsi işletmesinde yün ipi üreten ve ortağı bulunduğu kollektif şirketlerden pay alan davalının, oğullarının emeği karşılığında kurdukları adi ortaklık sözleşmesi uyarınca, bu işletmelerden elde ettiği kazancın kurulan adi ortaklığın ortaklarınca paylaşılması ve paydaşların payları oranında yaptıkları kazanç bildiriminin yasaya uygun olup olmadığına ilişkindir. Bilindiği gibi Borçlar Kanunu, 520. maddesinde tanımlanan adi ortaklığı, herhangi bir şekle tabi tutmamış ve adi ortaklığın, iki ya da daha çok kişinin güçlerini ve mallarım ortak bir amaca ulaşmak üzere birleştirmelerinden ibaret olduğu belirtilmiştir. Türk Ticaret Kanunu'nun 153. maddesinde; bir ticari işletmeyi, bir ticaret unvanı alında işletmek amacıyla hakiki şahıslar arasında kurulan ve ortaklarından hiç birisinin sorumluluğu, şirket alacaklılarına karşı sınırlanmamış olan şirketin, kollektif şirket olduğu, 154. maddesinde, kollektif şirket sözleşmesinin yazılı şekle tabi olduğu ve imzaların noterce onanmasının zorunlu bulunduğu, 155. maddesinde, sözleşmede kurucuların ad ve soyadı, şirketin türü, unvanı ve merkezi, konuşu ortaklarca konulan sermaye paylarının türü ve değeri, şirketi temsile yetkililerin ad ve soyadları yazılı olması gerektiği aksi halde şirketin aynı yasanın 156. maddesi hükmüne göre adi şirket niteliğinde kabul olunacağı hükme bağlanmış, 174. maddesinde de, kollektif şirketin, ticaret siciline kayıtlanmasıyla tüzel kişilik kazanacağı öngörülmüştür. Olayda, Borçlar Kanunu'nun 520 ve devamındaki maddelerine uygun olarak davalı ile oğulları arasında bir adi ortaklık kurulduğu açıktır. Tartışmalı olan husus, bu adi ortaklığın ulaşmayı amaçladığı ortak gayenin, davalının Ticaret Kanunu'nun hükümlerine göre kuruluşuna katıldığı ve ortağı bulunduğu kollektif şirketlerdeki kar paylarının, adi ortaklığın ortakları arasında paylaşılmasına da yaygınlaştırılıp, yaygınlaştırılmayacağına ilişkindir. Bir kollektif, şirketten kar payı almanın zorunlu nedeni, o kollektif şirketin yasal ortağı olmaktır. Olayda davalının oğullarım Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak kollektif şirketlere ortak aldığı iddia edilmediğine göre ve 25.12.1969 adi ortaklık sözleşmesi buna ek olarak düzenlenen 1.1.1971 ve 1.1.1972 günlü sözleşmelerin davalının paydaşı bulunduğu kollektif şirketlerden elde ettiği kar paylarının paylaşılması yönünden geçerli olmadığı açıklanan yasa hükümleri gereğidir. Kaldı ki, böyle bir sözleşme vergi yükümlülüğünü kaldıramayacağı gibi değiştiremeyeceğinden, dava konuşu kararın bu hususa ilişkin hüküm fıkrası yerinde bulunmamaktadır. Davalıya ait olup yün ipliği üreten fabrikadan sağlanan kazanç yönünden ise, kurulan adi ortaklığın davalı dışındaki diğer ortaklarının bedensel güçlerini davalıya ait sermaye ile birleştirilmesi sonucunda elde edilmiş olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davanın şahsi işletmeden sağlanan kazanca ilişkin hüküm fıkrası yönünden reddine oyçokluğuyla karar verildi.