|
|
|
Dairesi
Bir kısım alıcı beyanları tüm satışlara teşmil edilmek suretiyle tarhiyat yapılamaz.
|
|
Karar No
1980/1690
|
|
Esas No
1979/3238
|
|
Karar Tarihi
14-05-1980
|
|
|
Danıştay Dördüncü Daire
Bir kısım alıcı beyanları tüm satışlara teşmil edilmek suretiyle tarhiyat yapılamaz. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 134. maddesinde; vergi incelemesinden maksadın, defter, hesap ve kayıtlara dayanılarak ödenmesi lazım gelen vergilerin doğruluğunu araştırmak, tesbit etmek ve sağlamak olduğu belirtildikten sonra, bu maksadın temini bakımından mükelleflerden veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek ve tüzel kişilerden bilgi istenebileceğinin, aynı kanunun 148. maddesinde belirtildiği, 361. maddede de cevap vermekten kaçınanlar ile eksik veya yanıltıcı bilgi verenler hakkında para ve hapis cezası uygulanacağı öngörüldüğünden, mükellefle münasebette bulunan, başka bir ifadeyle bizzat olayın içinde olan ve hep birden yükümlü aleyhine yanlış beyanda bulunacaklarının düşünülmesi olanağı bulunmayan alıcıların verdiği bilgilere maddi delil olarak itibar edilmesi zorunlu bulunmaktadır. Anlaşmazlık, teklif yılında satılan dairelerin alıcılar nezdinde yapılan mukabil inceleme sonucunda, ifadesine başvurulan 6 alıcının ifadesine göre, defter kayıtlarının gerçek satış bedellerini yansıtmadığının ve defterde yazılı değerden fazla bedelle daire satırı alındığının anlaşılmasından doğmuş bulunmaktadır. Bu hal, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30/4. maddesinde, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak tesbitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması hali olarak matrahın re’sen takdirim gerektirecek sebepler arasında sayıldığından ve olayda alıcı ifadeleri defter ve belgelerin gerçeğe uygun düzenlenmediğim gösterdiğinden, ikmalen yapılan tarhiyatla ilgili davanın incelenmesi sonunda dairemizin 23.2.1979 günlü ve 1979/460 sayılı kararıyla ifadeler maddi delil kabul edilerek tarhiyat onanmış bulunduğundan kayıt dışı bırakılan hasılatın tesbiti için re’sen takdire gidilmesinde kanuna aykırılık bulunmamaktadır. Ancak inceleme elemanı, ifadesi alınan 6 alıcının ifadesine göre, 6 daire için açıktan 96.000 lira alındığının anlaşıldığı, bu durumda ortalama olarak daire basma 16.000 liralık meblağın kayıt dışı bırakıldığı varsayımı ile diğer 7 daire ve 2 dükkan için de (16.000 X 9) = 144.000 liranın kayıt dışı bırakıldığı sonucuna varmış ve tarhiyat da bu esasa göre yapılmışsa da inceleme raporunda, 6 alıcı dışındaki alıcıların da ifadesinin alınmak istendiği ancak elde olmayan nedenlerle alınamadığı yolunda bir kayıt bulunmadığı gibi, anılan bu satışlardan iki adedinin daire değil dükkan olduğunun anlaşılması ve ifadesi alınan alıcıların yansının ifadesine göre de kayıt dışı bırakılan hasılatın daire basma 10.000 lira olduğunun görülmesi karşısında, her bir satış için 10.000 liranın kayıt dışı bırakıldığının kabulüyle 144.000 liralık matrah farkının 90.000 liraya indirilmesinin ve kaçakçılık cezasının da kusur cezasına çevrilmesinin hakkaniyete daha uygun olacağı sonucuna varılmıştır. Bu nedenlerle davanın kısmen kabulüyle dava konusu Temyiz Komisyonu kararının bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.
*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.
|
|
ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi
|
|
Excel Dokümanı
|
|
|
|
|
|
|
|