Danıştay Onüçüncü Daire
Kollektif şirkete yeni ortak alınmasıyla meydana gelen değişiklik, tescil ve ilan edilmemiş olmakla beraber, zamanında vergi dairesine bildirilmiş ve yükümlülük tesis edilmişse vergi kaybından sözedilemez. 1970 yılında kurulan kollektif şirkete 1972 yılında 1/3 hisse ile yeni ortak alınmasıyla şirket statüsünde meydana gelen değişikliğin tescil ve ilan edilmemiş olması nedeniyle elde edilen gelirin noksan beyanından bahisle yapılan tarhiyatı, sözkonusu durum, tescil ve ilan edilmemiş olmakla beraber, zamanında vergi dairesine bildirdiğine ve vergi dairesince de yeni ortak hakkında yükümlülük tesis edildiğine göre, şirket statüsünde meydana gelen değişikliğin vergi dairesince bilinmediğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle kaldıran Temyiz Komisyonu kararı dava konusu edilmektedir. Türk Ticaret Kanunu'nda kollektif şirket mukavelesi yazılı şekle tabi ve mukaveledeki imzaların noterce tasdikinin zorunlu olduğu, şirket mukavelesinde ortakların ad ve soyadlarının yazılmasının zorunlu bulunduğu, ticaret siciline tescil ile kollektilf şirketin tüzel kişilik kazanacağı ve aksine sözleşmenin üçüncü şahıslara karşı hükümsüzlüğü belirtildikten sonra, 156. maddesinde 'mukavelesi kanuni şekilde yapılmamış veya mukaveleye konması mecburi olan kayıtlardan biri veya bazıları eksik yahut hükümsüz olan bir kollektif şirket, adi şirket hükmünde olup hakkında 158. madde hükmü mahfuz kalmak şartıyla Borçlar Kanunu'nun 520 541. maddeleri tatbik olunur' kuralı yeralmıştır. Olayda, kollektif şirkete sermaye ve mesaisini koyan yeni ortak dolayısıyla şirket statüsünde meydana gelen değişiklik tescil ve ilan edilmemiş bulunduğundan 3. şahıs durumunda olan vergi dairesine karşı hüküm ifade etmeyeceği açıktır. Ancak, bu durumu zamanında vergi dairesine bildirerek beyannamesin! verdiğine göre, yukarıda bahsedilen 156. madde uyarınca hiçbir şekle tabi olmayan adi ortaklık sözleşmesinin varlığının kabul edilerek, elde edilen gelirin bu nedenle üçe bölünerek vergilendirilmesinde kanuna aykırılık bulunmadığından dava konusu karar sonucu itibariyle yerindedir. Bu nedenle davanın reddine, davalı vekiline takdir edilen 1.400 lira avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 21.5.1980 gününde oyçokluğuyla karar verildi.