Danıştay Dördüncü Daire
Protokol Defterlerine hasta adreslerinin yazılmaması defter kayıtlarının ihticaca salih olmadığım gösterir. Protokol defterine hasta adreslerinin yazılmaması nedeniyle defter kayıtlarının ihticaca salih olmadığı iddiasıyla davacı adına re'sen yapılan cezalı tarhiyatı mükellefin protokol defteri tuttuğunun ve bu deftere hasta adreslerini yazmadığının ihtilafsız olduğu 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 210 ve 227. maddelerine göre protokol defterine hastanın kimliğinin yazılmasının zorunlu olduğu, adres yazılmayan hallerde çoğu zaman kimliğin belirlenmesinin imkansız olduğu ve karşıt inceleme yapma olanağının ortadan kaldırıldığı, yardımcı kayıtlarla da hastaların kimlikleri belli edilmediğinden defter kayıtlarının ihticaca salih sayılmayacağı gerekçesiyle tasdik eden Temyiz Komisyonu karannın Türkiye Tabip Odaları tarafından bastırılıp doktorlara dağıtılan protokol defterinde "hastanın adresi" hanesinin bulunmadığı, doktorluk mesleğinin özelliği itibariyle bazı hastaların adreslerini hatta isimlerim dahi bazen öğrenmenin mümkün olmadığı, kaldı ki hastaların yalan dahi söyleyebileceği iddialarıyla bozulması isteminden ibarettir. Davada vergi aslı yönünden ileri sürülen iddialar, dava konusu Temyiz Komisyonu karannın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasın! sağlayacak durumda görülmemiştir. Ancak olayın özelliğine ve içtihada mütehammil bulunmasına nazaran, mükellefin vergi kaçırma kastı ile hareket ettiğinin kabulüne imkan yoktur. Bu nedenlerle vergi aslının ilişkin davanın reddine cezaya ilişkin davanın kabulü ile dava konusu kararın bu kısma ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, kaçakçılık cezasının kusura tahviline oybirliğiyle karar verilmiştir.