|
Dairesi
Şirket aktifinde kayıtlı gayrimenkullerin işletmeden çekilmesi halinde emsal bedeline göre değerlendirilmesi gerekir.
|
|
Karar No
1979/3534
|
|
Esas No
1979/1842
|
|
Karar Tarihi
19-12-1979
|
|
|
Danıştay Dördüncü Daire
Şirket aktifinde kayıtlı gayrimenkullerin işletmeden çekilmesi halinde emsal bedeline göre değerlendirilmesi gerekir. Kollektif şirketin işlemlerinin incelenmesi sonucunda re’sen Takdir Komisyonu’nca takdir olunan matrah farkı üzerinden mükellef adına salınan gelir vergisini; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ’bilanço esasında ticari kazancın tesbiti’ 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ’bilanço esasında ticari kazancın tesbiti’ başlığım taşıyan 38. maddesinde; bilanço esasına göre ticari kazancın teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet fark olduğunun ve dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeden çekilen değerlerin fark ilave olunacağının, anılan Kanunun 41. maddesinde de; teşebbüs sahibi ile esinin ve çocuklarının işletmeden çektikleri paralar veya aynen aldıkları sair değerlerin (aynen alınan değerler emsal bedeli ile değerlenerek) teşebbüs sahibinin çektiklerine ilave olunacağının ve kollektif şirketlerin ortakları ile adi ve eshamlı komandit şirketlerin komandite ortaklarının teşebbüs sahibi sayılacağının hükme bağlanmış bulunduğu, şirket aktifinde olan fabrika binası ve ek inşaatın işletmeden, ortaklardan M. U. tarafından çekildiği hususu ile bu kıymetlerin emsal bedelinin ihtilafsız olduğu, dosyadaki ihtilafı ise, aktifinde kayıtlı olup şirket ortaklarından M.U. adına tapuda kaydı olan ve emlak vergisi adı geçen ortak tarafından ödenen gayri menkullerin sahibinin şirket mi, yoksa ortak mı olduğu hususunun teşkil ettiği ortaklar her ne kadar şirket sermayesinin nekden taahhüt edildiğini ve bu taahhütlerin nakden yerine getirildiği, şirkete ait olmayan gayri menkullerin şirket bilançosunda gösterilmiş olmasının bu gayri menkullerin şirketin malı olduğu anlamına gelmiyeceğini, bu gayri menkullerin esasen ortağın malı olduğunu belirterek şirket ana mukavelelerim ibraz etmişlerse de; ibraz edilen ana sözleşmelerde şirket sermayesi 200.000 lira olarak taahhüt edilip bu taahhüdün nakden yerine getirildiğinin ve şirket sermayesinde hiç bir zaman artırma veya eksiltme yapılmadığının, ancak ortaklar tarafından ölüm tarihi itibariyle düzenlenen bilançoda şirket sermayesinin 49.000 lira olarak yer almış ve ödenmemiş sermaye hesabına yer verilmemiş olduğunun görüldüğü, bu durumun, sermaye hesabinin gerçek şirket sermayesini göstermediğini teyit ettiği, gayri menkullerin şirket aktifine girişi işleminin de çıkışta olduğu gibi, bir kayda dayandığı iddiasının olmamasının bu sonucu doğruladığı, bu durumda söz konusu gayri menkullerin şirket aktifinde gösterilerek sermayenin bir cüz’ünü oluşturduğunun kabulü gerektiği şirkete, sermaye olarak konulan bu gayri menkullerin tapudaki kaydının değiştirilmemesi nedeniyle M.V. in servet beyannamesinde gösterilmesinin ve emlak vergisinin de ortak M.U tarafından ödenmesinin sonuca etkisi olamayacağı, bu nedenle şirket aktifindeki gayri menkullerin işletmeden çekilmesi sebebiyle çekilen gayri menkullerin emsal bedelinin nazara alınması suretiyle yapılan tarhiyatta yukarıda açıklanan yasa hükümlerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle onayan Temyiz Komisyonu kararının bozulması istemiyle açılan davanın reddine oybirliğiyle karar verilmiştir.
|
|