Danıştay Dördüncü Daire
Kendi arsası üzerine, kendi nam ve hesabına inşaat yapıp satanlar Gelir Vergisi Kanunu'nun yıllara yaygın inşaat ve onarma işlerine ilişkin 42. maddesi hükmünden yararlandırılamazlar. Uyuşmazlık kendi nam ve hesabına yıllara yaygın inşaat işiyle uğraşanların 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 42. maddesinden yararlandırılıp yararlandırılamayacağına ilişkin bulunmaktadır. Olayda kendi arsası üzerine kendi nam ve hesabına bina yapma ve daire satışı işini yürüten davacının yaptığı iş bir taahhüt işi olmayıp, bir nevi emtia ticaretidir. Taahhüt işi olabilmesi için işin başkasının nam ve hesabına yapılmamsı gerekmektedir. Kendi arsası üzerine davacı tarafından inşa edilen apartmanın natamam haldeki bir kısım dairelerinin üçüncü kişilere satılması sözkonusu inşaatın, bir taahhüt işi olduğunu göstermez. Zira bir kısım dairelerin inşaat bitiminde satılması gerçeği de, anılan işin bir emtia ticareti olduğunu göstermez. Zira bir kısım dairelerin inşaat bitiminde satılması gerçeği de, anılan işin bir emtia ticareti olduğun kanıtlamaktadır. Bu bakımdan kendi arsası üzerine, kendi nam ve hesabına inşaat yapıp sattığında uyuşmazlık bulunmayan yükümlünün Gelir Vergisi Kanunu'nun 42. maddesi hükmünden yararlandırılmasına yasal olanak bulunmadığında, ihtilaflı yıl için yapılan tarhiyatı onayan Temyiz Komisyonu kararında isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle sonucu itibariyle yerinde bulunan Temyiz Komisyonu kararının bozulması dileğiyle açılan davanın reddine, oybirliğiyle karar verildi.