Danıştay Dördüncü Daire
1)Anonim şirketlerde vergi hukuku yönünden sorumluluk, murahhas azaya değil yasal temsilci durumundaki yönetim kuruluna aittir. 2)V.U.K.'nun 10. maddesinde öngörülen temsilcilik, sözleşmeden değil yasadan doğan temsilciliktir. Mükellef Anonim şirketin yönetim kurulu üyesi sıfatıyla murahhas aza adına düzenlenen ödeme emrini iptal eden itiraz Komisyonu kararının bozulması isteminden ibarettir. Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceğini, bu görevlerin kasıt veya ihmalle yerine getirilmemesi ve verginin şirketten alınamaması halinde kanuni temsilcilerin varlıklarından alınacağım; tüzel kişilerin tasfiyeye girmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarım kaldırmayacağım öngörmüştür. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda da bu konuda bazı hükümler bulunmaktadır. Ticaret Kanunu'nun 317. maddesinde, Anonim şirketlerin idare meclisince temsil edileceğin!, 319. maddesinde de, şirket mukavelesinde idare meclisi üyelerinden en az bir üyeye temsil yetkisi verileceği belirtilmiştir. Olayımızda, Anonim Şirket ana sözleşmesinin 24. maddesinde, şirketi temsil görevinin yönetim kurulunca bir üyeye (murahhas aza) verilebileceği hükmüne dayanarak şirketi temsile yönetim kurulu üyesi S.U.'nün yetkili kılındığı ve ayrıca vergi borcunu zamanında ödemekle de adı geçen şahsın görevlendirildiği anlaşılmıştır. Kanuni temsilci, bir kanun hükmünden veya temsil olunan kimsenin iradesinden doğmayan bütün temsilleri kapsamına alır. Şirketi temsil ile yetkili kılınan yönetim kurulu üyesinin (murahhas aza) temsilcilik sıfatı kanundan değil, sözleşmeden doğmaktadır. Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde öngörülen temsilcilik ise, yasadan doğan temsilciliktir. Türk Ticaret Kanunu'nun, 317. maddesi, Anonim Şirketlerde Yasal temsilcinin, yönetim kurulu olduğunu belirlediğinden, Vergi hukuku yönünden sorumluluk, murahhas azada değil, yasal temsilci durumunda olan yönetim kurulundadır. Murahhas aza yönetim kurulu adına muayyen işlemleri yapmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün doğal sonucu olarak bazı yetkileri vardır. Bu yetkinin kullanılmasından doğacak sorumluluk ise, yönetim kurulunundur. Yönetim kurulu üyelerinin sorumlulukları üyelik sıfatlarıyla beraber doğar, bu sıfatın kaybı ile de sona erer. Aksi halde büyük sermayelerin toplandığı ve büyük sorumlulukların oluştuğu Anonim Şirketlerde yönetim yetkisinin bir kişinin uhdesinde toplanmasıyla, yönetim kurulları işlevlerim yitirecekleri gibi, organlık sıfatlarım da uygulamada kaybetmiş duruma düşerler. Bu durumda vergi hukuku yönünden özel hukuka göre çok daha büyük sorunlar ortaya çıkar. Bir üyenin, şirketin vergi borcunu kendi patrimuanından karşılaması büyük olasılıkla hemen hemen yok gibidir. Oysa yönetim kurulunun yasal temsilci olarak kabul edilmesi halinde kamu alacağı büyük ölçüde güvence altına alınmış olacaktır ki, yasa koyucunun Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesiyle getirmek istediği amacı da budur. Bu nedenlerle yasal temsilci durumunda olan yönetim kurulu üyelerinin kamu alacağının ödenmemesinde kasıt veya ihmallerin bulunup bulunmadığı araştırarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dava konuşu kararın bozulmasına, oyçokluğu ile karar verilmiştir.