Danıştay Dördüncü Daire
Vergi hukukunda bazı hallerde tanık ifadelerinden yararlanma zorunluluğu bulunduğundan bu ifadelerin maddi delil olarak kabulü gerekir. Mükellef adına ikmalen salınan Gelir vergisi ve kesilen kaçakçılık cezasını kaldıran Temyiz Komisyonu kararının dilekçede yazılı nedenlerle bozulması isteminden ibarettir. Uyuşmazlık, davalının ortağı bulunduğu Kollektif şirketin teklif yılı işlemlerinin incelenmesi üzerine satışı yapılan 46 motorlu aracın alıcılarından 28'inin ifadelerine başvurulması sonucunda 10 alıcının beyanlarının fatura bedellerinden farklı olması nedeniyle söz konuşu ifadelerin maddi delil niteliğinde kabulü ile ikmalen tarhiyat yapılıp yapılmayacağı hususuna ilişkin bulunmaktadır. inceleme elemanının ifadelerine başvurduğu alıcılardan bir kısminin motorlu araç bedelleri konusunda beyan ettikleri meblağlar ile satış faturalarında yazılı ve mükellefin defterlerinde kayıtlı satış bedelleri arasında önemli sayılacak farklar bulunması karşısında, mükellefin defterlerinde kayıtlı bulunan satış bedellerine dayanak teşkil eden faturaların gerçeği aksettirmediği açıkça ortaya çıkarmaktadır. Öte yandan gerçek dışı beyanda bulunmalarında müşterek menfaatleri olmayan bir çok alıcının sırf satıcıyı izrar kastı ile onun aleyhinde söz birliği etmiş olmaları düşünülemeyeceğinden ve vergi hukukunda bazı hallerde tanık ifadelerinden yararlanma zorunluluğu bulunduğundan söz konuşu beyanların maddi delil olarak kabulü gerekmektedir. Bu nedenle dava konuşu komisyon kararında kanuna uyarlık görülmediğinden davanın kabulü ile yeniden bir karar verilmek üzere kararın bozulmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.