Danıştay Dördüncü Daire
Mükellefin kendi ifadesine göre bulunan mahsul miktarının, defterlerde kayıtlı mahsulden fazla elması re'sen takdir nedeni olup ancak olayın mahiyetine nazaran mükellefe kaçakçılık kasdi izafe edilemez. 1970 takvim yılında adi ortaklık halinde pamuk ziraatı yapan mükellef adına re'sen takdir yoluyla salınan gelir vergisi ve kesilen kaçakçılık cezasını tasdik eden Temyiz Komisyonu kararının bozulması isteminden ibarettir. Dosyanın incelenmesinden, inceleme raporuna ekli ve mükellefin imzasını da havi tutanaktan mükellefin, ilgili yılda 3536 dönüm civarında pamuk ekimi yapıldığım, ekim yapılan tarlaların tamamının sulu ziraate elverişli tarlalar olduğunu 1970 dönümlük tarladan taban suyu dolayısıyla dönüm basma 150160 Kg. diğer tarlalardan dönüm basma 250300 Kg. kutlu pamuk elde edildiğin! ifade etmesi üzerine asgari randıman nisbetleri esas alınarak yapılan hesaplama sonucunda bulunan matrah farkı üzerinden re'sen takdir yoluyla tarhiyat yapıldığı anlaşılmaktadır. Mükellefin kendi ifadesine göre bulunan mahsul miktarı defterlerde kayıtlı mahsulden fazla olduğundan defter ve belgeleri tüm faaliyet sonuçlarım kapsamadığı sonucuna varılarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30/4. maddesi uyarınca re'sen takdire gidilmesi yerindedir. Ayrıca mükellefin, inceleme sırasında verilen ifadenin yanılmaya müstenit olduğu, randıman nisbetlerinin bölgenin koşullarına göre yüksek olduğu yolunda hiçbir müsbet delil ve belge de ibraz edemediği görülmektedir. Ancak olayın mahiyetine nazaran mükellefe vergi kaçırma kasdi izafe edilmesine de imkan yoktur. Bu nedenlerle vergi aslına ilişkin davanın reddine, cezaya ilişkin davanın kabulü ile kararın bu kısma ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, kaçakçılık cezasının kusura tahviline oyçokluğuyla karar verilmiştir.