Danıştay Onüçüncü Daire

Primaj ücretleri yabancı ulaştırma kurumunun elde ettiği bir gelir olup vergiye tabidir. Olayda uyuşmazlık; yükü taşıttırandan primaj ücreti adı altında alınan paradan oluşan gelirin yabancı ulaştırma Kurumunun mu, yoksa Türkiye'deki temsilcisinin mi kazancı olduğu hususuna ilişkin bulunmaktadır. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 19. maddesinde, ticari ve arızi ticari kazançlarından mükellefiyet mevzuuna giren yabancı ulaştırma kurumlarının Türkiye'deki yükleme limanlarından yabancı memleketlerdeki varış limanlarına veya diğer bir kurumun gemisine aktarma yapılacak yabacı limana kadar cereyan eden deniz, hava ulaştırmalarında yolcu, yük ve bagaj taşıma ücreti olarak ne isimle olursa olsun, aldıkları paralarınTürkiye'de elde edilmiş hasılat sayılarak vergiye tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır. Primaj ücretlerinin, deniz yolu ile yapılan yük taşımacılığı karşılığında navlun bedeli ile birlikte alınan bir ücret olması ve yukarıda belirtilen madde hükmünde de, yabancı ulaştırma kurumlarının yolcu, yük ve bagaj ücreti olarak hangi isimle olursa olsun aldıkları paraların, Türkiye'de elde edilmiş sayılacağının açıkça belirtilmiş bulunması karşısında, primaj ücretlerini yabancı ulaştırma kurumunun Türkiye'deki temsilcisinin sağladığı bir kazanç olarak kabul etme olanağı bulunmadığı gibi, bu ücretlerinin navlun bedeli ile birlikte konşimentoya dahil edilerek yine navlun bedeli ile birlikte taşıyana ödendiği dosyada mevcut konşimento örneklerinden anlaşıldığından salınan verginin kaldırılmasında yerindelik görülmemiştir. Davanın bu nedenlerle kabulü ile dava konuşu kararın bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.