Danıştay Dördüncü Daire
Ortaklık ilişkisine dayanmadığı anlaşılan büyük miktardaki borç verme nedeniyle faiz alındığının kabulü gerekir. Dava ve tarh dosyalarının incelenmesinde, davalının muhtelif kişilere ipotek tesisi suretiyle borç para verdiği ihtilafsızdır. Büyük miktarlardaki paraların, çok yakın akraba ve iş ilişkisi olmayan kişilere menfaat karşılığı olmadan borç olarak verilemeyeceği Dairemizin süregelen içtihatlarındandır. Diğer yandan, ifadesine başvurulan H.Ç. da yükümlüden borç para aldığım ve buna karşılık ipotek tesisi suretiyle faiz de ödediğim beyan etmiş bulunmaktadır. Ödevli, bu şahısla ortaklık etmek için bu parayı sermaye olarak koyduğunu iddia etmekte ise de, resmî usule uygun şekilde aktedilmeyen bu mukavele untevasına itibar edilemeyeceği gibi, tarafların aralarındaki gerçek münasebeti gizlemek için bu özel mukaveleyi muvazaalı olarak aktetmiş olabilecekleri de düşünülebilir. Kaldı ki, borçlu kişinin husumeti nedeniyle ihbarda bulunduğu bir an için düşünülse bile, itiraz tarihinde birinci dereceden ipoteğin paraya çevrilmesine tevessül edilmemesi de borçlu ile aralarındaki faiz ilişkisinin devam ettiğine karine teşkil etmektedir. Yine, aynı şahısla olan başka bir borç ve dördüncü dereceden ipotek nedeniyle alacağım tahsil edememesi, anlaşmazlıkla ilgili, 400.000 lira alacağın teminatı olan birinci dereceden ipoteğin paraya çevrilmesine de engel değildir. Her ne kadar borçlu, 3.Sulh Ceza Hakimliği'nde arada iş ilişkisi bulunduğunu ve faizle para almadığım beyan etmişse de, bu ifadenin, 2279 sayılı Kanunla konulmuş cezai müeyyideye muhatap olma endişesinden ileri geldiği kabul edilmelidir. Bu nedenlerle davanın kabulü ile Temyiz Komisyonu Birinci Dairesinin dava konuşu kararının bozulmasına oyçokluğuyla karar verildi.