Danıştay Onüçüncü Daire 

Yükümlüye ait arazi üzerinde oğul tarafından çay yetiştirilip satılmasından elde edilen kazancın babaya ait olduğuna ilişkin tarhiyatta, yasal yerindelik bulunmamaktadır. Zirai kazacı nedeniyle beyanname vermediği saptanan yükümlü adına 1971 takvim yılı için re’sen takdir yoluyla salınan gelir vergisi ile kesilen kusur cezasını; dosyanın incelenmesinden yükümlünün tapuda kendi adına kayıtlı bulunan gayrumenkulün bir kısmım rızaen reşit olan oğluna verdiği ve oğlunun kendi adına bu arazi üzerinde müstakil çay ziraati yaptığının anlaşıldığı, bu şekilde faaliyetin ortaklık halinde çalışıldığım göstermeyeceği, zirai faaliyetin ortaklık şeklinde yapıldığının ve ortaklığın idare tarafından kanıtlanması gerektiği, yükümlüye ait arazi üzerinde oğlu tarafından yapılan zirai faaliyet sonucunda elde edilen kazancın da yükümlüye ait olacağından bahisle yapılan tarhiyatta yasal yerindelik bulunmadığı gerekçesiyle terkin eden Temyiz Komisyonu yedinci dairesi kararının; Medeni Kanunu’nun 633 maddesi gereğince gayrimenkul mülkiyelinin iktisabı için tapu siciline tescilin şart olduğu, tescil yapılmadıkça temliki tasarrufta bulunulamayacağı, yükümlünün tapuda kendi adına kayıtlı bulunan gayrimenkulun bir kısmım tapuya tescil ettirmeden rızaen reşit oğluna verdiği ve böylece çay üretiminden elde edilen gelirin bir kısminin beyan dışı bırakıldığı, elde edilen mahsulün oğlu tarafından satılmasının olaya bir etkisi bulunmadığı, ortaklığın varlığının kabulü zorunlu olduğu, yapılan tarhiyatta yersizlik olmadığı iddialarıyla bozulması isteğinin reddine oybirliğiyle karar verildi.