Danıştay Onüçüncü Daire
Sınai Kalkınma Bankasından alınan borcun tasfiyesi için (devalüasyon nedeniyle) bankaya ödenen meblağda kur farkından doğan fazlalık, yatırım indiriminden yararlandırılamaz. Uyuşmazlık devalüasyon nedeniyle meydana gelen kur farkının yatırım indiriminde yararlanıp yararlanamayacağına ilişkindir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na 202 sayılı Kanunla eklenen Ek 3. maddede yatırım indiriminin münhasıran öz sermayeden sağlanan veya karşılanan yatırım miktarına uygulanacağı, öz sermayenin Vergi Usul Kanunu'nun 912. maddesinde gösterilen kaynaklar olduğu; sözkonusu 192. maddede ise, bilançonun aktif toplamı ile borçlar arasındaki farkın teşebbüsün işletmeye konu olan varlığım (öz sermayesini) teşkil edeceği ve ihtiyatlar ile karın da öz sermaye unsurlarından olduğu belirtilmiştir. Borçlar ve krediler, işletmenin öz sermayesi dışındaki kaynaklar olup, kanun koyucu kredi ve borçlarla yani yabancı sermaye ile yapılan yatırımların yatırım indiriminden faydalanmasını öngörmemiştir. Nitekim 202 sayılı Kanunla ilgili gerekçede de, öz sermayeden sağlanan kaynaklar dışında işletmelerin gerek bankalardan, gerek üçüncü şahıslardan fonlarla yapacakları yatırımların, yatırım indiriminden faydalanamayacakları Kanun'un sözüne uygun biçimde belirtilmiştir. 193 sayılı Kanun'a 202 sayılı Kanunla eklenen Ek 2. maddenin 3. bendine göre bu bölüme göre yapılacak yatırımların, kanunda sayılı amaçlarla bina (personel lojmanları dışındaki meskenler hariç), makina tesisat, teçhizat taşıma vasıtası ve benzeri değerlerin elde edilmesine yönelik olması gerekir. Kur farkından dolayı yapılması gereken ödeme, aynı miktar yabancı paranın Türk parasının değerinin düşmesi sonucunda daha pahalı elde edilmesi, başka bir deyişle Türk parasının doğru kaybı nedeniyle gerekli olmaktadır. Ödeme yatırıma değil, yabancı kredinin sağlanması amacına dönüktür. Kredi temini için borçlanılan miktar kur farkı kadar artmaktadır. Bu nedenle yasada belirtilen türde bir yatırım niteliğin! taşımayan ve öz sermaye içinde yer almayan kur farkı nedeniyle borçlanmanın, yatırım indiriminden yararlanması olanaklı değildir. Açıklanan nedenlerle devalüasyon sonunda doğan kur farkının öz sermayeden karşılanacağı ve kur farkının bankaca tahsil edildiği anlaşıldığından yatırım indiriminden yararlandırılmasında yersizlik olmadığı gerekçesiyle tarhiyatı değişikle onayan Temyiz komisyonu kararı yerinde görülmemiştir. Davanın bu nedenle kabulü ile komisyon kararının bozulmasına oyçokluğuyla karar verildi.