Danıştay Dördüncü Daire
Yıllara yaygın inşaat işi île uğraşan adi ortaklığın, inşaat bölgesindeki kulüp ve ekonomat işletmeciliği faaliyetinden sağladığı geliri, bu işin inşaat işi île bir ilişkisinin bulunması nedeniyle, her yıl ayrıca beyan etmesi gerekir. Ortağı bulunduğu adi ortaklığın şantiye bölgesindeki kulüp ve ekonomat işletmesi faaliyetiyle ilgili 1970 takvim yılı beyannamesini vermediği kurumlar vergisi ve kesilen kaçakçılık cezasını; ödevli şirket vekili; Devlet Su işleri ile yapılan inşaat mukavelesinin 5. maddesinin (a) bendi hükmü icabı olarak sözü geçen işletmelerin açıldığım, ayrı bir kar amacı güdülmediğini, bunları inşaat faaliyetinin bir cüz'ü olduğunu iddia etmekte ise de, bu iddiaların yemekhane için geçerli olabileceği, ekonomat ve kulüp işletmelerinde sadece şirket personelinin değil taşaron firmaların ve Devlet Su işleri personelinin istifade ettiği, faaliyetin anlaşmadan doğduğunun kabulü halinde dahi mükellefiyetten kurtulamayacağı, inceleme elemanınca alış ve satış faturaları üzerinde yapılan incelemede ortalama %8.5 oranında kar temin edildiğinin tesbit edildiği, bundan %3 genel gider tenzil edildiğinden ayrıca nakliye, amortisman, su, elektrik gibi masrafların nazara alınamayacağı, hadisenin arz ettiği özellik dolayısıyla mükellefe kasıt izafe edilemeyeceği gerekçeleriyle vergi aslım tasdik cezayı kusura tahvil etmek suretiyle tadilen tasdik eden Temyiz Komisyonu ikinci Dairesi'nin 25.3.1976 günlü ve 1976/255 sayılı kararının; kulüp ve ekonomat işletmelerinin inşaat işinden ayrı olarak düşünülemeyeceği, inşaatın da henüz bitmediği, iddiasıyla bozulması isteğine ilişkindir. Normal bir alımsatım faaliyetini içeren kulüp ve ekonomat işletmelerinin mali sonuçlarının kazancın tespiti ve beyanı bakımında özellikler taşıyan yıllara yaygın inşaat işi faaliyetiyle karıştırılmasının mahzurları açık bulunduğundan, ekonomat ve kulüp işletmelerinin inşaat işinin bir cüz'ü olduğu, her yıl ayrı beyanname verilmesine gerek olmadığı yolundaki mükellef vekili iddialarında isabet yoktur ve re'sen takdire gidilmesi yerindedir. Matrahın hesaplanması yönünden ileri sürülen iddialar da Temyiz Komisyonu kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmamaktadır. Ancak, kusur cezasının üç yıllık zamanaşımı süresinin dolmasından sonra kesildiği anlaşıldığından terkini gerekmektedir. Bu nedenlerle vergi aslına ilişkin davanın reddine, cezaya ilişkin davanın kabulüyle dava konuşu kararın cezaya ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına ve kusur cezasının terkinine oyçokluğuyla karar verildi.