Danıştay Onüçüncü Daire
Kooperatife satılan tarım ürünleri karşılığında alınan avans satış bedeline dahildir. Yükümlünün usule ilişkin olarak ileri sürdüğü 'muaflık sınırının aşıldığına ilişkin iddiaların vergi dairesinin itiraz dilekçesinde ileri sürülmediği' yolundaki iddia, tarh dosyasında bulunan ve yükümlünün itiraz dilekçesine cevap teşkil eden dilekçenin son kısmında yer alan 'itiraz dilekçesinde ileri sürülen iddiaların gerçekle ilgisi ve yasaya uyarlığı bulunmadığı' şeklindeki ifade karşısında yerinde görülmemiştir. Yükümlü vekili, 8.239 TL'nin risturn değil avans olduğunu, bilanço dönemi sonunda Tariş kar etmediği takdirde müvekkilinden geri alınması kayıt ve şartıyla verildiğim iddia etmekte ise de; 9.12.1972 gün ve 14386 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 24.11.1972 gün ve 7/5391 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile değişik 15.07.1972 gün ve 4/4703 sayılı Kararnamenin 6. madesinde 'Bu kararın uygulanmasında zarar hasıl olduğu takdirde, bu zarar ayrı bir hesapta toplanarak müteakip yıl devlet bütçesine konulacak ödenekten karşılanır' denilmekte olmasına göre, uyuşmazlık konuşu tutarın derhal ve şartta yükümlünün uhdesinde kalacağı, bu ödemeler dolayısıyla doğabilecek zararın yükümlüye ait olmayıp devlet bütçesine konulacak ödenekle karşılanacağının açık bulunması karşısında 1972 takvim yılında yükümlünün 32.007 TL (27.368 TL nakit + 8.239 TL avans) zirai kazanç elde ederek muafiyet haddini aştığı gerekçesiyle verilen kararda Gelir Vergisi Kanunu'nun 13. ve 14. maddeleri hükümlerine aykırılık görülmemiştir. Bu nedenle davanın reddine oybirliğiyle karar verildi.