Danıştay Dördüncü Daire
1)Bankadaki vadeli mevduat hesabından dolayı kanuni faizin dışında açıktan para alındığı, bankanın yetkili memurlarınca hazırlanan listeyle, yönetim kurul ve denetçi raporlarından anlaşılmış olduğundan bu doneler maddi delil sayılarak ikmalen tarhiyat ifası yerindedir. 2)Tanık ifadeleri maddi delil olarak kabul edilir. ............. Anonim Şirketi'nin 1963 yılında açtırdığı vadeli mevduat hesabı dolayısıyla kanuni faizden başka 65.000 lira açıktan para aldığı tespit edilerek mükellef adına 1963 takvim yılı için ikmalen salınan Gelir Vergisi ve kaçakçılık cezasını; mükellefin Türkiye Kredi Bankasına yatırdığı forse mevduat karşılığında elde ettiği iddia edilen kanuni faiz haddi dışındaki 65.000 liranın; banka kayıtlarında bilahare bir çek ödemesi veya masraf tediyesi şeklinde muhasebeleştirdiği, faiz nispetinin tayininde o andaki para arzı ile anlaşmanın rol oynadığı ve bazı kimselere para verildiğinin tespit edildiği iddialarının, maddi delillere dayanmadan ve Takdir Komisyonunda karar alınmadan ikmalen vergi salınmasında isabet bulunmadığı gerekçesiyle terkin eden Temyiz Komisyonu kararırım bozulması isteminden ibarettir. Her ne şekilde olursa olsun bir vergi tarh edildikten sonra bu vergiye müteallik olarak meydana çıkan matrah veya matrah farkı üzerinden ikmalen vergi salınabileceğini hükme bağlayan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 29. maddesinde, bu matrahın maddi delillere ve kanuni ölçülere dayanılarak tespiti öngörülmüştür. 213 sayılı kanunun 148. maddesinde; mükelleflerden veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek veya tüzel kişilerden bilgi istenebileceği hükme bağlanmış ve vergi hukukunda tanık ifadelerinin dahi delil olarak kabulü içtihat edilmiş bulunmaktadır. Olayda Dairemizin 1970608 Esas sayılı dosyasından, mükellefin adı geçen bankada açtırdığı vadeli hesap üzerine kanuni faizden başka açıktan da gelir temin ettiği hususu, bankanın yetkili memurları tarafından düzenlenip tasfiye heyetine verilen ve mevduatın açılış tarihini, mudinin adım, vadeli hesaba yatırılan paranın miktarım, vadesini, açıktan verilen faiz ve bu faizin ödenmesinde kullanılan firmalara ait hesap ve çek numaralarım gösteren liste muhteviyatından, bankanın idare meclisi ve denetçilerinin raporları münderecatından anlaşıldığı cihetle maddi delille tespit edilmiş matraha istinaden vergi salınmasında kanuna aykırılık bulunmadığı halde, yukarıdaki donelerin Temyiz Komisyonunca maddi delil olarak kabul edilmesinde isabet görülmemiştir. Bu nedenle davanın kabulüyle Temyiz Komisyonu kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.