Danıştay Onüçüncü Daire

Senet ve ipotekle güvenceye bağlanmayan borç verme işleminde faiz alındığı kabul edilemez. 1972 takvim yılında faiz karşılığında borç para verdiği halde elde ettiği geliri beyan etmediği nedeniyle re'sen takdir yoluyla saptanan matrah üzerinden yükümlü adına salınan gelir vergisi ve kesilen kaçakçılık cezasını; inceleme raporu ve eki ifade tutanaklarının incelenmesinden, yükümlünün eniştesine ve eniştesinin oğluna verdiği borç paralar için senet düzenlenmediği gibi ipotek de tesis edilmediğinden ve borçlu ifadelerinden de bu borca karşılık yükümlüye her hangi bir faiz ödenmediğinin anlaşıldığı, yakın akrabalar arasında borç alıp verme işlemlerinde yarar temin edilmesinin sözkonusu olamayacağının içtihat haline geldiği, ayrıca borç verme işinde senet ve ipotek bulunmadığı ve borç alan kimselerin banka kredilerinin borç aldıkları miktarlardan yüksek olması ve yükümlüye verecekleri faiz oranından daha düşük faizle bankalardan kredi teminlerinin mümkün olması gibi hususların da sözkonusu borçtan faiz geliri elde edilmediğin kanıtladığı gerekçesiyle terkin eden Temyiz Komisyonu Yedinci Dairesi kararının; Medeni Kanuna göre yakın akrabalığın üçüncü dereceye kadar kan hısımlığı olduğu, oysa yükümlü borç parayı üvey kız kardeşinin kocası île onun oğluna verdiği, bu nedenle olayda yakın arabalık bulunmadığı, yararsız borç para verilemeyeceği Danıştay içtihatlarıyla kabul edildiğinden senet veya ipotek tesis edilmemiş olmasının faiz alınmadığına karine teşkil edemeyeceği ileri sürülerek bozulması isteğinin reddine oybirliğiyle karar verildi.