Danıştay Onüçüncü Daire
Üreticilere verilen borç para karşılığında, faiz alınıp alınmadığı araştırılmadan, re'sen takdir yoluyla matrah takdiri hatalıdır. 1968 takvim yılında züccaciye ve bakkaliye emtiası ile fındık ticareti yanında faiz karşılığı borç para verdiği halde bu işten elde ettiği gelir beyan etmediği saptanan yükümlü adına re'sen takdir edilen matrah farkım; olayın, bakkaliye, züccaciye, tekel maddeleri ve fındık alım satımı ile iştigal eden yükümlüye ait hesapların incelenmesi sonucunda üreticinin satın aldığı emtia bedelinden ve nakden aldığı avanslardan doğan ve teslim edilen fındık bedeli ile karşılanamayıp gelecek yıla devreden borç bakiyelerinin borç verme işi addedilmesi suretiyle düzenlenen raporda önerilen matrah farkının İtiraz Komisyonu'nca aynen takdirine karar verilmesinden oluştuğu, inceleme raporuna ekli tutanakta da belirtildiği gibi üreticiler üzerindeki yükümlü alacaklarının, satılan malların paraları ile avans olarak alınan paralar olduğu, alacağın ne kadarının mal bedeli, ne kadarının avans verilen para olduğu hususunda bir saptama bulunmadığı, üreticilerim gerek salın aldıkları malların paralarından gerek avans olarak aldıkları paralardan doğan borçlarım fındık teslimi yolu ile veya para ile ödedikleri, esasen inceleme elemanı tarafından gerek mal satışından gerek avans olarak verilen paralardan borçlularınca ödenmeyip gelecek yıla devreden paraların ikrazatçılık konusunu teşkil ettiği kabul edilerek faiz hesaplandığı, ancak yükümlünün sadece faizden para kazanmak gayesi ile ödünç para verdiğim gösteren herhangi bir saptama olmadığı, bu durumda üretici, daha doğru bir ifade ile müşteri borçlarının ticari muamelelerden doğduğunun anlaşıldığı ve yükümlünün faiz karşılığı borç para verdiğinin kesin olarak saptanmamış bulunduğu gerekçesi ile kaldıran Vergiler Temyiz Komisyonu Yedinci Dairesi'nin 4.12.1975 gün ve 3509 sayılı kararının; zirai kredilerin yetersiz oluşu nedeniyle üreticinin ihtiyacı olan parayı tüccarlardan temin ettiği, bu paraya en az %30 faiz uygulandığı gibi, tüccarın borçlu üreticinin mahsulünü 515 kuruş noksan fiyatla satın aldığı ve %50'nin üstündeki randıman farklarım bedelsiz olarak müesseseye mal etmek suretiyle üç yönlü menfaat temin ettiği, esasen bankalardan %22 masrafla temin edilen ticari kredinin menfaat temin edilmeksizin çiftçilere verilmesinin düşünülmeyeceği, yükümlünün alacaklarının ne kadarının veresiye verilen emtia bedelinden doğduğunu tevsik edemediği gibi kayıtlardan da bunun tesbitinin mümkün olmadığı, hesap özetlerinin incelenmesinden görüleceği gibi yıl içinde satılan tüm bakkaliye emtiasının genel alacağın 1020'si tutarında olduğu, buna rağmen Temyiz Komisyonu'nun, yükümlünün alacaklarının ne kadarının emtia bedeli, ne kadarının avans olduğu hususunda herhangi bir tesbit bulunmadığı ve borçların ticari işlemlerden doğduğu gerekçesi ile matrahı kaldırmasında isabet bulunmadığı, bu durumda yükümlünün fındık alımlarım finans etmek için bankalardan aldığı kredi için ödediği faizleri, bakkaliye emtiasının kazancından karşıladığı gibi bir sonuç çıktığı, kar gayesi ile çalışan ticaret erbabının böyle hareket etmesinin düşünülemeyeceği iddiaları ile bozulması isteğinin reddine oybirliğiyle karar verildi.