Danıştay Dördüncü Daire
Oto bayii ve acentası durumunda bulunmayan yükümlünün sattığı araçları gösteren faturalar perakende satışla ilgili sayılır. Bu nedenle bu faturalar içeriğine itibar edilemez. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 111. maddesinde, 'kısmen veya tamamen perakende satış yapan ticaret erbabının gösterdikleri gayrisafi kazançlar, Vergi Usul Kanunu'na göre tespit edilen ortalama kar hadlerinin, perakende satılan emtianın maliyet bedeline uygulanması sonucunda bulunulacak miktarlara göre düşük bulunduğu ve düşüklük sebepleri izah olunmadığı takdirde, beyan edilen gayrisafi kazançlar yerine, bulunan bu miktarlar vergi matrahına esas tutulur' denmektedir. Aynı maddenin son fıkrasında ise, 'Perakende satıştan maksadın, satışı yapılan madde ve malzemenin aynen veya işlendikten sonra satışım yapan kimseler dışındakilere satılması olduğu ifade edilmiştir. Kanun'un da açık hükmü karşısında davalı satışlarının tamamının toptan olduğunun kabulü değildir. Zira kanun, satışların toptan olduğunu alıcıların niteliğine göre tanımlamış bulunmaktadır. Komisyon kararında ise faturalı satışlardan söz edilmekle beraber bu faturaların karşılıklı inceleme yapmaya elverişli olup olmadığı belirtilmemiştir. Oysa alıcılılar gerçek usulde vergi yükümlüsü değillerse ve anılan maddenin son fıkrası kapsamına girmiyorlarsa, karşılıklı inceleme olanağı da bulunmayacaktır ve bu durumda satışların perakende olduğunun kabulü zorunlu olacaktır. Öte yandan davalının oto bayii veya acentası olmadığı da ihtilafsızdır. Bu yönüyle de satışlardaki kar oranının resmi bir kuruluş tarafından sınırlandırılmış olduğu düşünülemez. Bu itibarla mücerret, kanunen muteber faturalarla satış yapıldığından bahisle tarhiyatın kaldırılmasında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı iddialarının kabulü ile matrah yönünden yapılacak inceleme ve araştırma sonucuna göre yeniden bir karar verilmek üzere Temyiz Komisyonu Yedinci Dairesi dava konuşu dava konuşu kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.