Danıştay Onüçüncü Daire
Tasfiyeye giren yapı kooperatifinin satırı aldığı arsayı ortakları dışındaki kişilere satması nedeniyle kooperatif, kurumlar vergisine tabi ise de, elde edilen hasılat gelir unsurlarından hiçbirine girmediğinden, kurum kazancından söz edilemez. Davalı kooperatif, sahibi bulunduğu arsayı üçüncü şahıslara satmak suretiyle Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 7. maddesinin 16 numaralı bendinde öngörülen münhasıran ortaklarla iş görme koşulunu ihlal etmiş olduğuna göre artık kurumlar vergisi muafiyetinden faydalanma olanağı kalmamış ise de, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 199 ve 903 sayılı Kanunlar île değişik 1. maddesinin son fıkrasında kurum kazancının gelir vergisi konusuna giren gelir unsurlarından oluşacağı belirtilmiş bulunmaktadır. Bu hüküm karşısında kurum tarafından sağlanan bir gelirin vergilendirilebilmesi, Gelir Vergisi Kanunu'nun 2. maddesinde yazılı gelir unsurlarından herhangi birisine girmesi ile mümkündür. Konuya ilişkin 193 sayılı Kanun'un 81. maddesinin 202 sayılı Kanun'la değişik metninde, gayrimenkullerin, hakların ve menkul kıymetlerin satışından, iştirak hisselerinin devir ve temlikinden doğan vergiye tabi kazançlar şunlardır, denildikten sonra; bunlardan gayrimenkullere ilişkin olanlar 1 numaralı bentte, satın alınan, inşa edilen veya trampa suretiyle iktisap olunan gayrimenkullerin alım, inşa veya trampa tarihlerinden başlayarak dört yıl içinde satılmaları halinde elde edilen kazançlar olarak sayılmıştır. Davalı kurumun 1958 yılında satın alarak tasfiyeye girmesinden sonra 1973 yılında sattığı gayrimenkulden sağladığı kazancın bu madde kapsamı içinde bir kazanç olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmadığı gibi, olayın aynı Kanun'un 37. maddesi hükmü çerçevesinde (kooperatifin iştigal konusunun gayrimenkul alım satımı olmaması nedeniyle) görülmesine de olanak bulunmadığından, arsaların alım satım bedelleri arasındaki farkın, münfesih şirketin kazanç! sayılarak vergilendirilmesinde yerindelik yoktur. Bu nedenle verginin kaldırılması yolunda verilen karar kurumlar vergisi bakımından yerinde bulunduğundan, davanın kurumlar vergisine ilişkin kısminin reddine oybirliğiyle karar verildi.