Danıştay Dördüncü Daire
Çalıştırılmak üzere safın alınıp, iki yıl çalıştırıldıktan sonra satılan minibüs satışından elde edilen kar, arızi kazanç olarak dahi vergiye tabi tutulamaz. 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Kanunu’nun kapsamım belirten ikinci maddesinde, ister gezici olsun, ister dükkan ve sokağın belli bir yerinde sabit bulunsunlar, ticari sermayesi ile birlikte vücut çalışmalarına dayanan ve geliri o yer gelenek ve teamülüne nazaran tacir niteliğini kazanmasın) icap ettirmeyecek miktarda sınırlı olan ve bu bakımdan ticaret siciline ve dolayısıyla Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtları gerekmeyen ..... ve geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin bu kanuna göre kurulacak derneklere girecekleri ve 5. maddesinde ise bir bölgede kurulan derneklere kayıt olmanın zorunlu bulunduğu belirtildiğine ve dosyanın incelenmesinden davalının götürü usulde ticari kazanç erbabı olduğu anlaşıldığına göre 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinin 10. bendinden hareketle, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 80/6. maddesinin 6. bendinde yazılı ’faaliyeti durdurulan bir işletmenin kısmen veya tamamen satılmasından doğan kazançların vergiye tabi’ olacağı yolundaki hükmün olaya uygulanması mümkün değildir. Diğer taraftan; yine 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun arızi kazançlara ilişkin 82. maddesinin 1 numaralı bendinde ’arızi olarak ticari muamelelerin icrasından......... elde edilen kazançların arızi kazanç olarak vergilendirileceği’ açıklanmış olup; davalının sözkonusu minibüsü satmak üzere değil mesleğini icra için. aldığı, minibüsü iki yıl süreyle bizzat çalıştırdığı ihtilafsız bulunduğuna göre satıştan elde edilen karın gelir vergisi kapsamına girmeyeceği açıktır. Bu nedenlerle davanın reddine oybirliğiyle karar verildi.