Dairesi
Taksitle yapılan gayrimenkul satışlarında vergiyi doğuran olay, tapuya tescil işlemi değil, iktisadi tasarruf hakkının fiilen alıcıya devredilmesidir.
Karar No
1976/1422
Esas No
1975/2256
Karar Tarihi
03-06-1976

Danıştay Dördüncü Daire

Taksitle yapılan gayrimenkul satışlarında vergiyi doğuran olay, tapuya tescil işlemi değil, iktisadi tasarruf hakkının fiilen alıcıya devredilmesidir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 19. maddesinde; 'Vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar' denilmektedir. Olayda çözümlenmesi gereken husus da taksitle yapılan arsa (gayrimenkul) satışlarında vergiyi doğuran olayın ne zaman meydana geldiğinin tesbitinden ibarettir. Borçlar Kanunu'nun 182. maddesinde umumi olarak satım akdi satım bir akittir ki onunla satıcı satılan malı alıcının iltizam ettiği semen mukabilinde alıcıya teslim ve mülkiyeti ona nakleylemek borcunu tahammül eder' denilmektedir. Açıkça görüldüğü gibi tanım, satıcının malı teslim borcu ile alıcının mal bedelini ödeme borcu üzerine kurulmuş bulunmaktadır. Her ne kadar gayrimenkul satışım ve satış vaadinin muteber olabilmesi için resmi senede raptedilmesi Borçlar Kanunu'nun 213. maddesinde şart koşulmakta ise de, bu tamamiyle bir şekil meselesi olup, muamelenin önüne tesir etmemekte, sadece taraflar arasındaki ihtilafların hallinde ve üçüncü şahısların haklarının korunması bakımından bir delili sistemi getirilmiş bulunmaktadır. Zira hukuki yönden bütün sakıncaları göze alındığında resmi şekil şartına riayet etmeden ve tescil muamelesi yaptırılmadan bir gayrimenkul iktisap edilebileceği gibi, tapuda kayıtlı olmayan gayrimenkullerin satıldığı da bir gerçektir. Bu durumda vergiyi doğuran olayı tescil muamelesine bağlama olanağı yoktur. Bu nedenle esas olan iktisadi tasarruf hakkının devridir. Bu hakkın alıcıya devredildiği anda satım adinin özü olan teslim borcu yerine getirilmiş bulunduğundan alıcının semeni isteme hakkı doğmakta ve dolayısıyla vergiyi doğuran olay da bu intikalle meydana gelmiş bulunmaktadır. Olayda ise 15.6.1968 tarihli adi mukavele uyarınca gayrimenkullerin müteahhide 1968 takvim yılı içinde devredildiği ve alıcının da aynı yılda arsa üzerinde inşaata başladığı ihtilafsız bulunduğundan arsa bedeli olan 900.000 liranın ilgili yılda tahakkuk etmesi nedeniyle 1968 takvim yılı kazancı olarak beyanı gerekmektedir. Bu nedenlerle davanın kabulü ile Temyiz Komisyonu Dördüncü Dairesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı