Danıştay Dördüncü Daire 

Birinci tertip yedek akçe, şirketin ilgili yıl kandan geçmiş yıl zararları tenzil edildikten sonra kalan safi kar üzerinden ayrılmalıdır Olayda uyuşmazlık, kurumlar vergisi mükellefi olan davalının gelir (stopaj) vergisi matrahının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 96/Aa maddesine göre indirilmesi Öngörülen ihtiyat akçeleri şirket karından geçmiş yıl zararlarının tenzil edildikten sonra mı, tenzil edilmeden mi hesaplanacağı hususuna ilişkin bulunmaktadır. 193 sayılı Kanun'un 96/Aa maddesinde, Ticaret Kanunu ve özel Kanunlardaki mecburiyete dayanılarak yıl kazancından ayrılmış olan her çeşit ihtiyat akçeleri ve provizyonlarının stopaj matrahından tenzil edileceği hükme bağlamış ve Türk Ticaret Kanunu'nun 466. maddesinin birinci fıkrasında ise, her yıl safi karın yirmide birinin ödenmiş esas sermayenin beşte birini buluncaya kadar umumi yedek akçe olarak ayrılmasının mecburi olduğu üçüncü fıkrasında da umumi yedek akçe esas sermayenin yarışım geçmedikçe münhasıran isyanların kapatılmasına ... sarf olunacağı belirtilmiş bulunmaktadır. Geçmiş yıl zararları bilançonun aktifinde yer aldığına ve Ticaret Kanunu'nda da safi kar ifadesinin kullanılmasına binaen, gerçek safi karın, teklif yılı kazancından geçmiş yıllara ait olup ilgili yıl kazancından mahsubu yapılamamış zararın tenzilinden sonra kalan meblağ olarak kabulü gerekmektedir. Esasen ihtiyatlar, geçmiş yıl zararlarım kapatmak amacıyla ayrıldığına göre böyle bir zarar mevcut iken ihtiyat ayrılmasının gerçek bir fayda temin edemeyeceği de açıktır. Bu itibarla geçmiş yıl zararlarının birikmiş yedek akçelerle kapatıldığı iddia edilmedikçe bu zararları teklif yılı karından tenzil edildikten sonra kalan meblağ üzerinden kanuni yedek akçe ayrılması gerekeceği cihetle, 193 sayılı Kanun'un 96/Aa maddesine göre stopaj matrahından indirilecek kanuni yedek akçelerin bu esaslara göre hesaplanması gerekmektedir. Davanın bu nedenlerle kabulü ile Temyiz Komisyonu Birinci Dairesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi. Danıştay Onüçüncü Daire'nin Tarih: 26.9.1974, E: 1973, K: 1974/3301 sayılı kararı da aynı yöndedir.