Danıştay Dördüncü Daire 

Sahibi bulunduğu gayrimenkulu ortağı bulunduğu şirkete yüksek bedelle koymasından dolayı elde edilen kazanç arızi kazanç olarak vergiye tabiidir. Olaya kaçakçılık hükümleri uygulanamaz. 1968 takvim yılı hesaplarının incelenmesi sonucunda, sahip olduğu gayrimenkulu ortağı bulunduğu şirkete alış değerine göre yüksek bedelle sermaye olarak koyduğu halde, aradaki farkı arızi kazanç olarak beyan etmediği iddiasıyla adına ikmalen salınan gelir vergisi ve kaçakçılık cezasını; olayda 10.000 lira bedelle malik olunan bina 2.000 lira tamir masrafı ile bir yıl içinde kollektif şirkete 40.00 lira bedelle ayni sermaye olarak konulmakla, şirket tüzel kişiliğine intikal etmiş ve böylece 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 3. maddesiyle ticari iş olarak kabul edilen olayın doğmuş olduğu ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 82. maddesinin birinci bendiyle ticari işlerden arızi olarak elde edilen kazancın arızi kazanç olarak vergilendirilmesi icap edeceğinden tarhiyatta isabetsizlik olmadığı, arızi kazançlara kaçakçılık hükümleri uygulanamayacağı ve olayın şekline göre kasıt unsuru bulunmadığı gerekçesiyle cezayı kusura tahvil suretiyle değişiklikle onayan Temyiz Komisyonu Üçüncü Dairesi kararının; sözü edilen gayrimenkulun şeklî olarak sermaye gibi konulduğu, binanın şirket adına tesellinin yapılmadığı, bu durumda gerçekte şirketin bu binayı elde etmediği, şirkete sermaye olarak konulan binanın mülkiyeti şirkete geçmediğine göre bir devir ve intikal olmadığından vergiyi doğuran olayın da meydana gelmediği iddialarıyla bozulması isteğinin reddine oybirliğile karar verildi.