Danıştay Onüçüncü Daire
Mahkemece kayyum tayin edilen kişi mükellefin bütün ödevlerin! yerine getirmekle sorumlu olup ödemediği vergiler mükelleften istenemez. Medeni Kanunun 530. maddesi uyarınca terekeye mahkemece el konulduğu yıllarda hasıl olan kazancı (miras kabul eden tek varis olması sebebiyle) beyan etmediği iddiasıyla müvekkili adına takdir komisyonundan alınan karara dayanılarak salınan gelir vergisin! dosyanın incelenmesinden 22.10.1964 gününde öten murisin mirasçılarının defter tutulması isteminde bulunmaları üzerine İstanbul 12. Sulh Hukuk Hakimliğince defter açıldığı ve terekenin idaresi için bir avukatın kayyum tayin edildiği, defter tutmanın sona ermesi ve terekenin borca batık olduğunun anlaşılması üzerine diğer mirasçıların mirası reddettikleri, bir mirasçının ise mirası kabul ettiğinin anlaşıldığı, her ne kadar hesap uzmanı 'borçlu olarak kabul edilen terekenin borçlarının ödenmesinde kullanılan gelirin vergisinin ödenmemesi düşünülemez' mütalaası ile mirası kabul eden muristen vergilerin tahsilin! istemiş ise de, terekinin idaresi için Sulh Hakimliğince kayyum tayin edildiğine ve tereke gelirlerinin tahsili ve borçların ifası kayyum tarafından yerine getirildiğine göre, gelirlere isabet eden vergiyle ilgili ödevlerin de kayyum tarafından yerine getirilmesi gerektiği, kayyum tarafından ödenmeyen vergilerin yükümlüden aranmasının mümkün olmadığı, çünkü 213 sayılı kanunun 10. maddesinde 'tüzel kişilerle kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan, teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir' dendiği olayda terekeyi yönetmekle kayyum görevlendirildiğine göre, vergilendirme ile ilgili görevlerin de ' kayyum tarafından yerine getirilmesi gerektiği gerekçesiyle kaldırılan temyiz komisyonu kararının yerinde olduğuna çoğunlukla karar verildi.