Dairesi
Ortakların evvelce amortisman süresi dolmuş bulunan şahsi gayri menkul ve zirai aletlerini adi ortaklığa, mahalli mahkemece takdir edilen değer üzerinden sermaye olarak koymaları halinde, bu iktisadi kıymetler yeniden amortismana tabi tutulabileceklerdir.
Karar No
1975/503
Esas No
1975/503
Karar Tarihi
21-10-1975
Danıştay Dördüncü Daire

Ortakların evvelce amortisman süresi dolmuş bulunan şahsi gayri menkul ve zirai aletlerini adi ortaklığa, mahalli mahkemece takdir edilen değer üzerinden sermaye olarak koymaları halinde, bu iktisadi kıymetler yeniden amortismana tabi tutulabileceklerdir. Ortağı bulunduğu adi ziraat ortaklığının işlemlerinin incelenmesi sonucunda ödevli adına yapılan kaçakçılık cezalı tarhiyatı; amortisman konusu olan ve evvelce amortisman süresi dolmuş bulunan kıymetlerin, adi ortaklığa sermaye olarak konulduğu ve takdir ettirilen kıymet üzerinden amortisman tefrik edildiği anlaşılmakta isede, Türk Ticaret Kanunu’nun 136. maddesi gereğince adi şirketin hükmi şahsiyeti (tüzel kişiliği) bulunmadığı ve bu mallar ortakların şahsi malları hükmünde olduğu cihetle söz konusu iktisadi kıymetlerin yeniden amortismana tabi tutulamayacağı gerekçesiyle vergi aslının aynen tasdiki, kaçakçılık cezasının ise, olay yoruma mütehammil olduğundan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 369. maddesinin 2 numaralı bendi uyarınca terkini suretiyle değişiklikle onayan Temyiz Komisyonu kararının dilekçede yazılı nedenlerle bozulması isteminden ibarettir. Borçlar Kanunu’nun adi şirket ile ilgili 534. maddesinde, ’şirketin iktisap ettiği veya şirkete devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar şirket mukavelesi dairesinde müşterek şirketlere ait olur’ denilmek suretiyle adi şirketin iktisap ettiği veya şirkete devredilen mallar üzerinde ferdi mülkiyetin sona ereceği, aynı Kanunun 538. maddesinde ise, ’bir şeyin mülkiyetini sermaye olarak koyan şerik, şirketin feshi üzerine yapılacak tasfiye neticesinde o şeyi aynen istirdat edemeyip, o kimsenin sermayesi ne miktar kıymet için kabul edilmiş ise o kıymeti isteyebilir’ denilerek adi şirketin mevcutları üzerinde ortaklar arasında iştirak halinde mülkiyete ilişkin hükümlerin uygulanacağı kabul edilmiş bulunmaktadır. Diğer taraftan adi şirketin üçüncü kişiler karşısında bir kişiliği bulunmamakla beraber, ortaklar karşısında meydana gelen ve ortakların mal varlığından ayrı bir mal varlığı (memeleki) ayrı bir sermayesi ve muhasebesi vardır. Şirket faaliyetlerinden doğan kazançlar, uğranılan zararlar ve yapılan giderler şirkete aittir. Bu durumda adi ortaklığa sermaye olarak konulan gayri menkul, menkul ve demirbaşların şirketin malı olarak, vergi kanunlarındaki hükümler uyarınca, amortismana tabi tutulmasında kanuni zorunluluk bulunmaktadır. Aksi halde, ortaklığın kullanılmış demirbaş satın almaşı halinde bunların amortismana tabi tutulamıyacağı sonucuna varılır ki bu hal, amortismanla ilgili kanun hükümleriyle bağdaştırılamaz. Dava konusu olayda, ortakların şahsi gayri menkul ve zirai aletlerim ortaklığa mahalli mahkemece biçilen değer üzerinden sermaye olarak koydukları ve tarhiyatın bu iktisadi kıymetlerin vergi kanunları hükümlerine göre yeniden değerlendirmeye tabi tutulmadan yalnızca hiç amortisman ayrılamıyacağı görüşüyle yapıldığının anlaşılması nedeniyle, dava konusu kararda isabet görülmemiştir. Bu nedenlerle davanın kabulü ile dava konusu kararın bozulmasına, 521 sayılı Kanun’un 85. maddesi uyarınca tarhiyatın re’sen terkinine oyçokluğuyla karar verildi.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı