|
Dairesi
Daire satın alanların dairelerin bedeline ilişkin ifadeleri maddi delil olarak kabul edilecektir.
|
|
Karar No
1975/4474
|
|
Esas No
1973/402
|
|
Karar Tarihi
31-12-1975
|
|
|
Danıştay Onüçüncü Daire
Daire satın alanların dairelerin bedeline ilişkin ifadeleri maddi delil olarak kabul edilecektir. Uyuşmazlık; tarh döneminde satılan 32 daireden 8 dairenin alıcılarının daireleri, tapuda görülen alış bedellerinden daha yüksek bedelle satın aldıklarım ifade etmeleri sonucunda ikmalen yapılan tarhiyata ilişkindir. Medeni Kanun’umuzun 633. maddesinde, gayrimenkul mülkiyelinin kazanılmasının, tapu siciline kaydolunmasına bağlı olduğu, 910. maddesinde de tapu sicilinin, gayrimenkul üzerindeki hakların hallerini gösterdiği yazılı olmasına göre, bu sicilin, gayrimenkullerin değerim değil, bunlar üzerindeki haklarla mülkiyet ilişkilerini göstermek amacıyla tesis olunduğunun kabulü gerekir. Alım satım sonunda intikal eden hakkın beyan edilen değerinin sicile kaydı ise, tescil ve intikal anında ödenmesi gereken emlak alım vergisinin intikal eden değere göre hesaplanmasını sağlamaktadır. Vergi hukuku uygulanmasında, örneğin Emlak Alım Vergisi Kanunu’nda, rayiç bedel esas alınarak, beyanının aksi sabit olduğunda tesbit olunan bedele bakılacağı teyit edilmiştir. Bu hükümler tapuda beyan olunan bedelin daima gerçeği ifade etmeyeceğini ve tetkiksiz kabulü gereken bir bedel olmadığım göstermektedir. Aynı biçimde, gelir vergisinde de tapu kaydında belirtilen değerin gerçek değer olup olmadığının yükümlü ile muamelede bulunan ve mücerret şahit durumunda olmayıp taraflardan birini teşkil eden ve V.U.K.’nun 148. maddesi uyarınca aynı kanunun 361. maddesindeki cezai müeyyideler altında bilgi vermeye ve doğruyu söylemeye mecbur tutulan, alıcının serbest beyanıyla tesbiti mümkün olup, tapuda kayıtlı bedelin gerçeği ifade etmediğini gösterir bir belge niteliğinde kabulü zaruri olan bu beyanı havi tutanaklara değer verilmesinde ve bunlara dayanılarak ikmalen tarhiyat yapılmasında yukarıda belirtilen esaslara aykırılık bulunmamaktadır. öte yandan, gerçek hilafına beyanda bulunmalarında müşterek bir yararları, olmayan bir çok alıcının, sırf satıcıya zarar vermek kastı ile onun aleyhine sözbirliği etmiş olmaları düşünülemiyeceği gibi alıcı ile aralarında husumet bulunduğu hususu da söz konusu olmadığından tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen karar yerinde görülmemiştir. Davanın bu nedenlerle kabulü ile dava konusu komisyon karannın bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.
|
|