Danıştay Onüçüncü Daire
Türkiye'deki yükleme limanından yabancı ülkelerdeki varış limanına veya diğer bir kurumun gemisine aktarma yapacak limana kadar cereyan eden ulaştırma işlerinden elde edilen yolcu, yük ve bagaj taşıma ücreti Türkiye'de elde edilmiş sayılır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 45. maddesinde, dar mükellefiyete tabi olanların Türkiye ile yabancı ülkeler arasında yaptıkları ulaştırma işlerinden elde ettikleri kazançların, kurumlar vergisine tabi yabancı ulaştırma kurumları kazançlarının tayinine ilişkin esaslara göre saptanacağı hükme bağlanmış ve 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 19. maddesinde, ticari ve arızi kazançları dar mükellefiyet mevzuuna giren yabancı ulaştırma kurumlarının Türkiye'deki yükleme limanlarından yabancı ülkelerdeki varış limanlarına veya diğer bir kurumun gemisine aktarma yapılacak yabancı limana kadar cereyan eden deniz, hava ulaştırmalarında yolcu, yük ve bagaj taşıma ücreti olarak her ne isimle olursa olsun, alınan paraların Türkiye'de elde edilmiş hasılat sayılacağı açıklanmış ve bu tür faaliyetlerde kanun koyucu vergiyi doğuran olayın alınan paraların Türkiye'de elde edilmiş hasılat sayılacağı açıklanmış ve bu tür faaliyetlerde kanun koyucu vergiyi doğuran olayın vukuu için navlun mukavelesinin Türkiye'de düzenlenmesi veya navlun ücretlerinin Türkiye'de ödenmesi gibi bir koşul da aramamış olduğundan ve olayda yükümlü acente, Türkiye'de herhangi bir yerde şubesi veya merkezi olmayan yabancı bandıralı gemi sahibinin Türkiye'deki işlerini yönettiğinden ulaştırma işlerinden elde edilen gelir ister ticari isterse arızi olsun vergilendirilmesinde kanuna aykırılık olmadığından davanın reddine oybirliğiyle karar verildi.