Danıştay Onüçüncü Daire
Yarı payına sahip olduğu kamyon nedeniyle gerçek usulde vergiye tabi iken, bu işini bıraktıktan bir süre sonra bir minibüs satın alan yükümlü, götürü usulde mükellefiyet tesis ettirebilir. Gerçek usulde gelir vergisine tabi olarak sahibi bulunduğu vasıta ile nakliyecilik yapmakta iken bu işi terk ederek bir süre ara verdikten sonra tekrar bir vasıta alarak nakliye işine başlayan ve götürü usulde mükellefiyetini tesis ettiren yükümlü adına, gerçek usulde mükellefiyetim tesis ettirerek beyannamesini vermemiş olması nedeniyle Takdir Komisyonu’ndan alınan karara dayanarak 1969 takvim yılı için salınan gelir vergisi ve kusur cezasını; 193 sayılı Kanun’un 50. maddesinin son bendinde götürülük şartlarım kaybetmek suretiyle veya kendi istekleri üzerine gerçek usulde teklif edilecek olanların aynı işe devam ettikleri sürece bu usulden dönemeyeceklerinin açıklandığı, olayda ise ödevlinin 1961 yılında yarı payına sahip olduğu kamyon nedeniyle mükellefiyetinin gerçek usulde tesis edildiği, daha sonra kamyonu sattığı ve bir süre işçi olarak çalıştıktan sonra 1965 yılında satın aldığı minibüs ile nakliyecilik işine yeniden başladığının anlaşıldığı, yukarı’da sözü edilen maddede aynı işe devam ettikleri sürece bu usulden dönemezler bir faaliyetin kesintisiz devamı halinde sözkonusu olduğu, işi uzun süre bıraktıktan sonra satın alınan minibüs dolayısıyla nakliyecilik faaliyetinin geçişin eskisini devamı sayılmasına imkan bulunmadığı gerekçesiyle kaldıran Temyiz Komisyonu birinci dairesi kararının, Gelir Vergisi Kanunu’nun 50. maddesinin 3. fıkrası hükmüne göre götürülük şartlarım kaybetmek suretiyle veya kendi istekleriyle gerçek usulde vergilendirilenlerin genel ve özel şartları kazanmaları halinde dahi aynı işe devam ettikleri süreci bu usulden dönemeyecekleri olayda da aynı işe devam edildiğinde anlaşmazlık bulunmadığı, iddiasıyla bozulması isteğinin reddine oybirliğiyle karar verildi.