Danıştay Dördüncü Daire
Hisse senetlerinin salın alınması için nominal değerin üzerinde ödenen meblağlar peştemallık sayılamayacağından, bu fazla kısım için amortisman ayrılması mümkün değildir.
Davacı anonim şirketin, sözü edilen limited şirkette ortaklara ait sermaye payım, diğer bir deyimle, iştirak hisselerini, Türk Ticaret Kanunu’nun 518. ve müteakip maddeleri dahilinde devraldığı ve hisse senetlerinin nominal değeri ile ödenen bedel arasındaki farkı peştamallık olarak kabul etmek ve aktifleştirmek suretiyle amortismana tabi tuttuğu anlaşılmaktadır.
Peştemallığın, muhtelif işletme ekonomisi kitapları ile muhasebe kitaplarında ve kurumlar vergisi izahnamesinde aynı yönde tarif ve izahı yapıldığı gibi, kaldırılan 5432 sayılı Vergi Usul Kanunu’na ait izahnamede de, ticarette, bir müessesenin devri halinde, şöhret ve manevi kıymetine ve bulunduğu yerin şeref ve önemine karşılık olmak üzere alınan paraların (gayri maddi haklar karşılığı) peştamallık sayılacağının belirtildiği, (5432 sayılı Vergi Usul Kanunu izahnamesi sayfa 422) bu durumda, peştamallığın, ancak bir işletmenin devri halinde, gayri maddi hakların Vergi Usul Kanunu’nda öngörülen esaslar dahilinde değerlendirilmesi halinde söz konusu alacağı açıklığa kavuşmaktadır.
Bu nedenlerle, bilançoya göre sermaye ile sermaye paylarının alış bedeli arasındaki farkın, peştamallık sayılmasına imkan görülemediğinden, sonucu itibariyle yerinde bulunan komisyon kararının bozulması isteğiyle açılan davanın reddine oybirliğiyle karar verildi.