Danıştay Onüçüncü Daire
Diplomat muaflığından yararlanma koşullarım taşımayan yabancı kurum, çalıştırdığı Türk ve Doğu Alman uyruklu personele ödediği ücretler ile geçim ve iaşe giderleri karşılığı yapılan ücret sayılan ödemelerden vergi keserek yatırmak zorundadır. Çalıştırdığı Türk ve Doğu Alman uyruklu personele ödediği ücretlerden vergi tevkif etmediği iddiasıyla müvekkili kurum adına 1963 takvim yılı içir re’sen takdir yoluyla salınan gelir (stopaj) vergisi ve kesilen kaçakçılık cezasını, uyuşmazlığın, yükümlü kurumun yabancık uyrukla personele yaptığı ödemelerin gelir vergisinden muaf olup olmadığı konusuna ilişkin bulunduğu, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 15. maddesindeki diplomat muaflığından yararlanabilmek için maddede sayılan niteliklerden birini taşımak ve karşılıklılık gibi iki şartın bir arada bulunması gerektiği, kamu tüzel kişiliğim haiz olduğu iddia edilen kurumun maddede sayılan niteliklerden hiçbirini taşımadığı gibi Türkiye’nin Demokratik Alman Cumhuriyeti’nde böyle bir temsilciliği bulunmaması nedeniyle karşılıklılık olmadığından sözü edilen madde hükmünden yararlandırılmasına olanak bulunmadığı, diğer yandan tarhiyatın dayanağı inceleme raporuna ekli ve kurum direktörünün imzasını taşıyan tutanakta Türk ve Doğu Alman uyruklu personele geçim ve iaşe masrafları karşılığı ödeme yapıldığının saptandığı, bu ödemenin 193 sayılı Kanunu’nun 61. maddesi hükmüne göre ücret sayılması gerektiği, aynı kanunun 7. maddesinde dar mükellefiyette ücretin vergilendirilmesi için hizmetin Türkiye’de ifa edilmesi ve değerlendirilmesinin şart koşulduğu, olayda hizmetin Türkiye’de ifa edildiği ihtilafsız bulunduğundan aksine ileri sürülen iddiaların yerinde görülmediği, cezaya gelince, olayın özelliği itibariyle yükümlüye kasıt isnadinin mümkün olmadığı, Türk uyruklu tam mükellefiyete tabi personelin Türkiye içinde elde ettiği gelirlerin vergiye tabi olacağı açık bulunduğundan Türk personel bakımından içtihada mütehammil bir durumun sözkonusu edilemeyeceği, ancak Doğu Alman uyruklu personele ödenen ücretler için olayın içtihada mütehammil olduğu, bu nedenle Türk personele ödenen ücretlere isabet eden vergiye kusur cezası uygulanması, Doğu Alman uyruklu personele ödenen ücretlere isabet eden vergi üzerinden hesaplanan cezanın tamamen kaldırılması gerektiği gerekse değişiklikle onayan Temyiz Komisyonu ikinci Dairesi’nin kararının, gerek sıfatı ve gerekse fonksiyon ve görevi bakımından diplomatik kuruluşlardan farksız olması nedeniyle müvekkili kurumun nezdinde görev yapan yabancı uyruklu personelin gelir vergisinden muaf olması gerektiği iddiasıyla bozulması isteğinin reddine oybirliğiyle karar verildi.