Danıştay Dördüncü Daire
Adi ortaklıkta tevkif edilen verginin mahsup nedeniyle ortaklar arasında pay edilmesinde, özel ortaklık sözleşmesindeki gayrisafi kar oranının değil, her ortağın şirketten aldığı safi kar oranının esas alınması gerekir. Ortağı bulunduğu kollektif şirket ile adi ortaklığın 1969 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucunda saptanan matrah farkı üzerinden ödevli adına hissesi oranında ikmalen salınan gelir vergisini adi ortaklık mukavelesinin incelenmesinden, gümrük komisyonculuğu işinden sağlanan gayrisafi kazancına %20’sinin M.D. isimli gerçek kişi ortağa, giderler ile %80’inin ise yükümlünün ortağı olduğu kollektif şirkete ait olduğu, yani gerçek kişi ortağın münhasıran kar ortağı olduğu, giderlerle zarara iştirak etmediğinin anlaşıldığı bu durumda adi ortaklığına gümrük komisyonculuğundan aldığı ücretlerden, ücreti ödeyenlerce tevkif edilen verginin mahsup nedeniyle paylaşılması sırasında gayrisafi kar oranlarının gözönünen alınmasının yerinde olduğu gerekçesiyle terkin eden Temyiz Komisyonu kararının, dilekçede yazılı nedenlerle bozulması isteminden ibarettir. Uyuşmazlığın konuşu, adi ortaklığı sağladığı gelirlerden ödemeyi yapanlarca 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesine dayanılarak tevkif edilen meblağların şirket ortakları tarafından hangi esas gözönüne alınarak paylaşılacağı hususuna ilişkin bulunmaktadır. Gelir Vergisi Kanunu sözü geçen 94. maddesi, maddede yazılı gelir unsurlarım, yine maddede belirtilen yükümlülere ödeyenler, ödedikleri meblağlardan, ’istihkak sahiplerinin gelir vergisine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur olduklarım’ belirtmek suretiyle, tevkifatın istihkak sahiplerinin gelir vergisine karşılık olarak yapıldığına işaret edilmiş bulunmaktadır. Adi şirketlerin sağladığı istihkakların gelir vergisi yönünden yükümlüleri şirketin ortakları olduğuna göre, tevkif edilen meblağların ortaklar arasında paylaşılmasında da her ortağın şirketten sağladığı safi kazanç oranlarının gözönüne alınması gerektiği halde, vergi yükümlülüğünü etkilememesi gereken özel ortaklık mukavelesindeki gayrisafi kar oranına itibar edilerek tarhiyatın terkininde isabet görülmemiştir. Bu nedenle davanın kabulü ile kararın bozulmasına, tarhiyatın nihai olarak onanmasına oybirliğiyle karar verildi.