Danıştay Dördüncüa Daire
İpotek işleminin gerçek borç alacak ilişkisine dayanmadığı anlaşıldığından, ikrazatçılıktan sözedilemez. Davanın konuşu ipotek karşılığı 500 bin Lira borç verildiğinin tapu sicil kayıtlarından anlaşılması ve davacının imzası nihai 16.10.1967 günlü tutanakla da bu hususun teyid edilmesi üzerine salınan vergi ve cezanın tasdikine dair Temyiz Komisyonu kararının bozulması isteminden ibarettir. Yukarıdaki hususlar sabit olmakla beraber, gayrimenkullerine ipotek konulmuş olan M.Y.'ın 17.10.1967 tarihli tutanakta, gerçekte borç alıp vermenin sözkonusu olmadığı, her ne kadar tapu sicilinde ipoteğin sebebinin 500 bin Lira borç olduğu yazılmakta ise de, kendisinin E.C. Şirketine tütün ticareti nedeniyle 1 milyonun üzerinde borçlu olduğu, borcunu ödeyemediğinden mallarının satılması tehlikesi ile karşılaştığı, bu tehlikeyi önlemek için samimi arkadaşı İ.C. lehine muvazaa ile ipotek tesis ettirdiği, aynı tarihde dışarıda yapılan bir icra senedi ile borcun ibra edilerek ortadan kaldırıldığı fakat ipoteğin harice karşı devam ettiği yolundaki ifadesi ile davacının varlığı itibariyle 500 bin Lirayı veremeyeceğinin dosyadaki belgelerden anlaşılması, ayrıca borçlu görünen M.Y.'ın bu meblağı servet beyanında borç olarak kaydetmemiş olması gibi hususlar tümü ile değerlendirildiğinde ipotek işleminin nedeninin gerçek bir borçalacak ilişkisine dayanmadığı sonucunu doğurduğundan yapılan tarhiyatın terkini gerekirken onanmasında isabet görülmemiştir. Bu nedenlerle davanın kabulü ile Temyiz Komisyonu kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.