Danıştay Onüçüncü Daire

Alacağın borçludan arandığına ilişkin, mükellef tarafından herhangi bir belge ibraz edilememesi halinde, bu alacak değersiz alacak olarak kabul edilemez. 1970 takvim yılı kazanandan değersiz hale geldiği gerekçesiyle 24.730 lirayı zarar olarak düştüğünün tespiti üzerine bu fark üzerinden adına ikmalen salınan gelir vergisi ve kesilen kaçakçılık cezasın) 4.730 lira matrah üzerinden tadilen tasdik eden itiraz Komisyonu kararım; ihtilaflı 24.730 liranın 20.000 liralık kısmım ihtiyati hacze konu olduğunun ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kararından ve söz konusu haciz kararının bilahare düştüğünün, yine aynı mahkemeden alınan yazıdan anlaşıldığı, ödevlinin borçlusunun iflas etmiş olduğunun .... icra Memurluğu'na yazışı ile sabit bulunduğu, bu durumda 20.000 lira borçlunun iflası nedeniyle icra takibinin düşmesi sonucu tahsili imkansız hale geldiğinden, değersiz alacak niteliğinde bulunduğu, geriye kalan 4.730 liranın borçludan arandığına dair ödevli tarafından herhangi bir vesika ibraz edilemediğinden bu miktarın değersiz alacak olarak kabulünün mümkün olmadığı, gerekçesiyle onayan Temyiz Komisyonu kararının; 24.730 liralık alacağının aynı borçluya ait olduğunun ve 20.000 lirası için icra takibinde bulunduğu borçlunun iflası nedeniyle tahsil edilemediğinin ihtilafsız bulunduğu, bakiye alacak için tekrar icra takibinde bulunulmasının fuzuli masrafı gerektireceği zira bu durumun 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 322. maddesinde belirtilen kanaati hasıl ettiği ileri sürülerek bozulması istemi ile açılan davada; sözkonusu Temyiz Komisyonu kararı dairemizce de uygun görüldüğünden davanın reddine oybirliğiyle karar verildi.