ÖZEL SEKTÖR TAHVİLLERİ VE BANKA MEVDUAT SERTİFİKALARI KARŞILIĞINDA YÜ-
KÜMLÜ ŞİRKET TARAFINDAN TOPLANAN TASARRUFLARIN MEVDUAT VE BU MEVDUATA
ÖDENEN FAİZLER İSE MENKUL SERMAYE İRADI KABUL EDİLİP VERGİLENDİRİLECEĞİ HK.
Yükümlü kurum tarafından yapılan faiz ödemelerinden vergi kesilmediği-
nin inceleme ile tespit edilmesi nedeniyle resen salınan gelir (sto-
paj) vergisini; Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkin-
dir.
213 sayılı Kanunun 30.maddesinde; resen vergi tarhı vergi matrahının
tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere
dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları
tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar
ca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya mat-
rah kısmı üzerinden vergi tarh edilmesi olduğu, inceleme raporunda bu
maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkının resen takdir edil-
miş sayılacağı ikinci fıkranın 3 numaralı bendinde ise kanuna göre tu-
tulması zorunlu olan defterlerin hepsi veya bir kısmının tutulmamış
veya tasdik ettirilmemiş olması veya vergi incelemesi yapmaya yetkili
olanlara herhangi bir nedenle ibraz edilmemiş bulunması halinde de ver
gi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya ka-
nuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edilece-
ği ifade edilmiştir. Anılan 30.maddenin ikinci fıkrasının 3 numaralı
bendinde de, bu kanuna göre tutulması zorunlu olan defterlerden hepsi
veya bir kısmının tutulmaması veya tasdik ettirilmemesi veya herhangi
bir nedenle vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz edilmemesi
matrahın resen tayini için yeterli nedenler arasında sayılmıştır. Dos-
yada bulunan tutanağın incelenmesinden; bu kanuna göre tutulması zorun
lu olan defterlerden kasa defterinin inceleme elemanınca istenmesine
karşın ibraz edilmediği ve ayrıca defterlerin dayanağı belgelerin de
ibraz edilmediği anlaşıldığından matrahın resen tayini yerindedir. Öte
yandan, tasfiye kurulu tasfiye halindeki yükümlü şirketin yasal temsil
cisi olması nedeniyle şirkete düşen vergi ödevlerinin kurul tarafından
yerine getirilmesi gerekmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun
2361 sayılı Kanunun 52.maddesiyle değişik 75.maddesinde, sahibinin ti-
cari, zırai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile
temsil edilen değerlerden müteşekkül sermaye dolayısıyla elde ettiği
kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı sayıla-
cağı belirtilmiş, 7.bendinde de, mevduat faizleri" iratlar arasında
sayılarak bankalara, bankerlere, tasarruf sandıklarına, mevduat kabul
eden değer müesseselere yatırılan vadeli, vadesiz paralara ödenen fai-
zler ile bunlar dışında kalam kişi ve kuruluşlardan devamlı olarak pa-
ra toplama işi ile uğraşanların her ne şekilde ve ad altında olursa
olsun topladıkları paralarla sağladıkları gelir ve menfaatlerin de mev
duat faizi sayılacağı açıklanmıştır. Aynı Kanunun 2574 sayılı Yasa ile
değişik 94.maddesinde ise, kamu idare ve müesseselerinin, iktisadi ka-
mu müesseselerinin, sair kurumların ve ticaret şirketlerinin, dernek-
lerin, vakıfların, dernek ve vakıfların iktisadi işletmelerinin menkul
kıymet yatırım fonu yönetenlerin, gerçek gelirlerini beyan etmeye mec-
bur olan ticaret ve serbest meslek erbabının, zırai kazançlarını bilan
ço veya zırai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin bu
maddenin bendlerinde sayılı ödemeleri nakten veya hesaben yaptıkları
sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergisine mahsuben tevkifat yapma-
ya mecbur oldukları, 2574 sayılı Yasanın 24.maddesiyle değişik 105.
maddesinin 7.bendinde de 94.maddenin 9, 10 ve 11 numaralı bendlerinde
yazılı ödemelerde, mevduat faizi ödemelerinde ve faizsiz olarak kredi
verenlere yapılan kar payı ödemelerinde gelir vergisi tevkifatı nisbe-
tinin % 25 olduğu, yine aynı Kanunun 2361 sayılı Kanun ile değişik 96.
maddesinde vergi tevkifatında uyulacak esaslar belli edilip, tevkifa-
tın 94.madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uy-
gulanacağı, bu madde de geçen hesaben ödeme deyiminin vergi tevkifatı-
na tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borç-
lu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri veya bu istihkakları
ödeyenlerin hesaplarına gider kaydedilmesini ifade edeceği açıklanmış-
tır. Anılan Kanun hükümleri karşısında gerek mevduat faizlerinin gerek
tahvilat faizlerinin ve gerekse kar payı ödemelerinin % 25 nisbetinde
gelir vergisi tevkifatına tabi olduğu açıktır.
Uyuşmazlık, özel sektör tahvilleri ve banka mevduat sertifikası karşı-
lığında yükümlü şirket tarafından toplanan tasarrufların menkul kıymet
satışımı yoksa menkul rehni karşılığında mevduat toplama işlemi mi ol-
duğunun tespitine ilişkindir. Yükümlü şirket tarafından ilgili yılda
çeşitli kuruluşların kuponları kesilmiş tahvilleri ile, ana parayı,
vadeyi, hesaplanan faizi ve ana para ile faizin ödeme şekillerini gös-
teren ve ödemeyi taahhüt eden bankerce düzenlenmiş bulunan bir belge
karşılığında para alındığı inceleme raporu ile sabit olup, bu hususla-
rın yükümlü tarafından da kabul edilmiş olmasıyla ihtilafsız hale gel-
mektedir. Gerçek bir tahvil satışında tahvilin alıcısına teslimi ile
satışın tamamlandığı ve tahsil bedelinin ve faizin ödeneceği hususunda
tahvili pazarlayan aracı kuruluşca bir garanti belgesi verilmesine de
gerek kalmamaktadır. Çünkü tahvil alıcısının tahvil bedelini vadesi
gelen kupon faizlerini tahvili çıkaran kuruluştan tahsil imkanı her
zaman için bulunmaktadır. Oysa yükümlü şirketin tasarruf sahiplerine
verdiği tahvil ve mevduat sertifikasının, yaptırılan paranın vadesi
içinde ve vadesi gelen kuponları kesmek suretiyle ilgili kuruluşlardan
kendisinin tahsil etmiş olması, tasarruf sahibinin aldığı tahvil veya
mevduat sertifikasının kupon faizini tahsil etme olanağını ortadan kal
dırmaktadır. Esasen tasarruf sahiplerine geri alınma taahhüdü ile ve-
rilmiş ve yasal tahvil faizinin çok üstünde bir faiz saptanıp, bu ila-
ve ve özendirici imkanla geri getirilmesi sağlanmıştır. Bu durumlar
gözönüne alındığında toplanan paraların gerçek bir menkul kıymet satı-
şı karşılığı alınmadığını, tasarruf sahiplerinden teminat karşılığında
mevduat toplandığını ortaya çıkarmaktadır. Her ne kadar yükümlü tara-
fından, mahkemenin konuyu menkul rehni kapsamında mütalaa ettiği, Ma-
deni Kanunun menkul rehine ilişkin hükümleri uyarınca menkul rehninde
mülkiyetin rehin verende kalacağı, olayda menkul kıymetlerin mülkiye-
tinin tasarruf sahibine geçmiş olması nedeniyle menkul rehninden söze-
dilemiyeceği, faiz ödemelerinin tamamının gerçek kişilere yapıldığı
esasından hareketle gelir stopaj vergisi matrahının hesaplandığı ileri
sürülmekte ise de, tasarruf sahibine tanınan bir takım özendirici im-
kanlarla menkul kıymetin geri getirilmesi sağlanmış olmakla bu iddia,
söz konusu menkul kıymetlerin teminat olarak tasarruf sahibine veril-
miş olduğu gerçeğini bertaraf etmemektedir. Öteyandan defter kayıtla-
rının dayanağını oluşturan belgeler incelemeye ibraz edilmediğinden
faiz ödemelerinin kimlere yapıldığının anlaşılamadığı, dolayısıyla te-
minat karşılığı toplanan paraların mevduat ve mevduata ödenen faizle-
rinde menkul sermaye iradı kabul edilip vergilendirilmesi yasaya uy-
gundur.
Ayrıca yükümlü tarafından, temyiz dilekçesinin şirketten tahvil alan-
ların hepsinin gerçek kişi olmadığı, bunların arasında dernekler, va-
kıflar, yardımlaşma sandıkları ve kurum statüsündeki ticaret şirketle-
rinin de bulunduğu, bu statüdeki kuruluşlara ödenen faizlerin tevkifa-
ta tabi tutulmaması gerektiği belirtilmekle birlikte defter kayıtları-
nın dayanağını teşkil eden vesikalar incelemeye ibraz edilmediğinden
faiz ödemelerinin kimlere yapıldığı belli olmamaktadır.
Ancak, ilgili dönemde yükümlü şirket tarafından beyan edilen stopaj
matrahı bulunmasına karşın, resen belirlenen matrahtan beyanın düşül-
mediği gerekçesiyle vergi mahkemesince gelir (stopaj) vergisi değişik-
likle onanmış ise de, dosyada bulunan muhtasar beyannamenin incelenme-
sinden, sözü edilen bayanın, hizmet erbabına yapılan ücret ödemelerin-
den kesilen vergiye ilişkin olduğu anlaşıldığından sözkonusu meblağın
matrahtan çıkarılması yerinde bulunmamıştır.
Bu nedenlerle, yükümlü temyiz isteminin reddine, vergi dairesi temyiz
isteminin ise kabulüyle Vergi Mahkemesi kararının 44.495 liralık ver-
ginin terkinine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, bu verginin de
onanmasına karar verildi.
(DAN-DER SAYI:72-73)
(MT/YÖ)
|