HAYAT SİGORTA ŞİRKETLERİNDE RİYAZİ İHTİYAT OLARAK AYRILAN FONLARIN
DEVLET TAHVİLİ İLE HAZİNE BONOSU GİBİ MENKUL KIYMETLERE YATIRILMASI
SONUCU ELDE EDİLEN GELİRLERİN 193 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNU'NUN MÜ-
KERRER 39.MADDESİ UYARINCA TİCARİ KAZANÇTAN İNDİRİLECEĞİ VE BU GELİR-
LER ÜZERİNDEN ANILAN KANUN'UN 94.MADDESİNİN 15.BENDİ UYARINCA VERGİ
TEVKİFATI YAPILACAĞI HK.
Davacı anonim şirketin sigortalılardan tahsil ettiği hayat sigortası
primlerini Devlet tahvili ve Hazine bonosuna yatırması sonucu elde et-
tiği faiz gelirleri üzerinden yapılan tevkifatın düzeltilerek tarafına
iadesi isteminin reddedilmesi üzerine Maliye Bakanlığı'na başvurulmuş,
bu istemin cevap verilmemek suretiyle reddi yolundaki olumsuz işlemin
iptali talebiyle dava açılmıştır. Danıştay Dördüncü Dairesince verilen
bozma kararı üzerine İstanbul 6.Vergi Mahkemesi 2.10.1996 günlü ve
1996/1304 sayılı kararıyla; davacı şirketin 7397 sayılı Sigorta Mura-
kabe Kanunu'nun 12 nci maddesinin II nci fıkrasının (a) bendine göre
hesaplanan riyazi ihtiyatları anılan Kanunun 18 inci maddesine uygun
yerlere yatırarak faiz geliri elde ettiği ve ihtirazi kayıtla beyan e-
dilen bu faiz gelirleri üzerinden gelir (stopaj) vergisi ödendiği, el-
de edilen faiz gelirinin riyazi ihtiyata dahil olduğu, bu ihtiyatın
iştirakçiye yapılacak ödeme dışında kullanılamayacağı, Maliye Bakanlı-
ğı'nın 47 nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile bu faizleri şirket
kazancı olarak kabul etmediği, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94 üncü madde-
sinde söz konusu faiz gelirlerinin tevkifata tabi olduğuna dair bir
hüküm bulunmadığına göre, bu gelirin tevkifata tabi tutulması sonucu
ödenen 1993/Nisan ayına ilişkin gelir (stopaj) vergisi ile fon karşı-
lığında kanuna uygunluk olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin ip-
taline karar vermiştir. Davalı İdare, sigorta şirketlerinin kurumlar
vergisinden müstesna tutulan veya indirim konusu yapılan gelirlerden
riyazi ihtiyatlara ayrılan kısmın gelir (stopaj) vergisine tabi olması
gerektiğini ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir.
7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu'nun 12 nci maddesi uyarınca
hayat sigortacılığı alanında faaliyet gösteren sigorta şirketlerinde
sigortalılardan tahsil edilen primlerden ölüm primi, idare ve tahsil
giderlerinin indirilmesi sonucu kalan miktarlar bankalarda bloke edi-
lerek yatırıma yönlendirilmekte ve bu amaçla da daha çok Devlet tahvi-
li ve Hazine bonosuna yatırım yapılmaktadır. Bu şekilde elde edilen
gelirler de ertesi yıl tekrar yatırım amacıyla kullanılmaktadır. Olay-
da hayat sigortasıyla uğraşan davacı şirket sigortalılardan tahsil et-
tiği primleri Devlet tahvili ve Hazine bonosuna yatırmış, elde edilen
faiz gelirleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapmıştır. Ancak daha
sonra bu faiz gelirlerinin şirketin kazancı olmadığı, tevkifatın yan-
lışlıkla yapıldığı ileri sürülerek, fazladan ödenen vergilerin iadesi
istenilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 3824 sayılı Kanunla değişik
mükerrer 39 uncu maddesinde, ticari faaliyete bağlı olarak elde edilen
bir kısım gelirlerin ve bu kapsamda devlet tahvili, hazine bonosu fa-
izlerinin ticari kazançtan indirilmesi olanağı getirilmiş, 5422 sayılı
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8 inci maddesinin yine 3824 sayılı Kanunla
değişik 17 nci bendinde de anılan menkul kıymetlerin alım satım ka-
zançlarının kurumlar vergisinden müstesna olduğu belirtilmiştir. Tica-
ri kazançtan indirilen Devlet tahvili Hazine bonosu faiz gelirleri ü-
zerinden Gelir Vergisi Kanunu'nun 3239 sayılı Kanun'la değişik 94 üncü
maddesine 3505 sayılı Kanun'la eklenen 15 inci bendi, kurumlar vergi-
sinden müstesna tutulan kazançlar üzerinden ise 8 inci bendi gereğince
tevkifat yapılacaktır. Bakanlar Kurulu 94 üncü maddede yer alan tevki-
fat oranlarını, her bir bentte yer alan ödemeler için ayrı ayrı sıfıra
kadar indirmeye veya bir katına kadar arttırmak suretiyle yeniden tes-
pit etmeye yetkili kılınmıştır. Bu yetki doğrultusunda 31.12.1992 gün-
lü ve 21452 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kararnameyle Hazine bo-
nosu ve Devlet tahvili faiz gelirleri üzerindeki tevkifat oranı % 15
olarak belirlenmiştir. Alım satım kazançları ile ilgili olarak uygula-
nacak oran konusunda yargıya intikal eden uyuşmazlıklar neticesinde
1992 yılı için tevkifat oranının % 10 olduğu kabul edilmiştir.
Bu yasal düzenlemelerin sonucu olarak Hazine bonosu ve Devlet
tahvili faiz geliri elde edenlerin tevkifat yapması zorunludur. Her ne
kadar dava konusu olayda davacı şirket, riyazi ihtiyatların yatırıma
yönlendirilmesiyle elde edilen kazançların şirkete ait olmadığını ile-
ri sürmekte ise de, sigortalılardan tahsil edilen primler ile buna yü-
rütülen faizlerden oluşan fonun menkul ve gayrımenkullere yatırılması
suretiyle elde edilen faizler kurum kazancına dahil olup, muhasebe
sistemi ve beyannameler buna göre düzenlenmektedir.. Bu itibarla, da-
vacı şirketin riyazi ihtiyatları Devlet tahvili ve Hazine bonosuna ya-
tırması sonucu elde ettiği faiz gelirleri üzerinden tevkifat yapması
yasal zorunluluk olduğundan aksi yöndeki mahkeme kararında isabet gö-
rülmemiştir.
Bu nedenle, İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin 2.10.1996 günlü ve
1996/1304 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.
(MT/ES)
(DAN-DER; SAYI:95)
|