|
BİR KİMSENİN TÜZEL KİŞİNİN VERGİ BORCUNDAN SORUMLU TUTULABİLMESİ İÇİN
VERGİ BORCUNUN İLİŞKİN OLDUĞU DÖNEMDE KANUNİ TEMSİLCİ OLMASI GEREKTİ-
ĞİNDEN BU HUSUS TESBİT EDİLMEDEN VERGİ BORCUNDAN SORUMLU TUTULAMAYACAĞI HK.
Uyuşmazlık, davacının Yönetim Kurulu üyesi bulunduğu Anonim Şirketinin
1983 takvim yılı gelir stopaj, damga vergisi borcundan dolayı 213 sayı
lı Vergi Usul Kanununun 10.maddesi hükmü uyarınca düzenlenen ödeme em-
rinin iptali istemiyle açmış olduğu davayı, reddeden Vergi Mahkemesi
kararının bozulması isteminden ibarettir.
Bir kimseyi 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10.maddesi uyarınca tüzel
kişinin vergi borcundan dolayı sorumlu tutabilmek için herşeyden evvel
o kimsenin kanuni temsilci olması gerekir. Davacıyı da A.Ş.nin vergi
borcundan dolayı sorumlu olarak takip edebilmek için, vergi borcunun
ilişkin olduğu dönemde davacının anılan şirketin yönetim kurulu üyesi
olarak görevli bulunması zorunludur.
Herne kadar dosyaya ibraz edilen belgeden davacının 16.10.1981 tarihin
de borçlu şirketin yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği görülmekte
ise de; gerek dava aşamasında davacı tarafından bu konuya hiç değinil-
memiş olması gerekse Dairemizin ara kararına, Vergi Dairesi Müdürlüğün
ce, Vergi Mahkemesinin arar kararlarına da Ticaret Odasınca verilen ce
vabi yazıları karşısında, söz konusu istifanın şirket kayıtlarına inti
kal edip etmediğinin, istifanın yetkili kurullarca kabul edilip edilme
diğinin, istifa üzerine davacının yönetim kurulu üyeliğini sona erdire
cek biçimde hukuki bir sonuç doğurmasını gerekli kılacak herhangi bir
işlem yapılıp yapılmadığının, adı geçenin yönetim kurulu üyeliği karşı
lığında istifa tarihinden sonra da ücret alıp almadığının, istifanın
hukuki sonuç doğurmuş olması halinde istifaen sonraki herhangi bir ta-
rihte yeniden yönetim kurulu üyeliğine getirilip getirilmediğinin, ver
gi borçlusu şirketin yönetim kurulu karar defterleri, genel kurul tuta
nakları ile Mahkemece uygun görülecek diğer her türlü belgenin getiri-
lerek incelenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, Davacının ödeme emrine konu amme alacağının ilgili
bulunduğu dönemde kanuni temsilcilik sıfatının bulunup bulunmadığının
yukarıda belirtildiği şekilde araştırılmasından sonra yeniden bir ka-
rar verilmek üzere Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi
AYRIŞIK OY: Mükellef, işci ücretlerinin ödenemediğini iddia etmekte,
bu iddiasının kanıtı olarak, ilgili kuruluşlardan aldığı yazıyı ibraz
etmiş bulunmaktadır.
İşçilerin ücret bordrolarının düzenlendiği ve ilgili Vergi Dairesine
muhtasar beyannamenin verildiği ihtilafsız olmakla birlikte, ücret
ödenmediğine ve dolayısıyla stopaj yapılmadığına göre, çalıştırılan ki
şilerden kesilmiş ve Vergi Dairesine söz konusu tarihte yatırılması ge
rekli bir vergi de bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, Dairemiz kararında belirtilen nedenlerle birlikte
Davacının bu iddiasının da incelenmesi gerektiği görüşündeyim.
RD/EK
|