Dairesi
KANUNİ TEMSİLCİSİ OLDUĞU ŞİRKETİN VERGİ ÖDEVLERİNİ SÜRESİNDE YERİNE...
Karar No
1743
Esas No
3626
Karar Tarihi
01-06-1995
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
ÜÇÜNCÜ DAİRE
1995
1743
1994
3626
01/06/1995
 
KARAR METNİ

KANUNİ TEMSİLCİSİ OLDUĞU ŞİRKETİN VERGİ ÖDEVLERİNİ SÜRESİNDE YERİNE
GETİRMEMESİ NEDENİYLE İHLALİ BULUNAN, AYRICA ÖDEME EMRİYLE İSTENEN
ALACAĞIN ŞİRKET TARAFINDAN SAHTE VE YANILTICI BELGE KULLANMAKTAN DO-
LAYI YAPILAN TARHİYATTAN DOĞMASI VE SÖZ KONUSU EYLEMİN YÖNETİCİNİN
BİLGİSİ DIŞINDA GERÇEKLEŞTİRİLMESİNİN MÜMKÜN OLMAMASI NEDENİYLE DE
KASTI SAPTANAN DAVACI ADINA TEMSİLCİSİ OLDUĞU ŞİRKETİN ÖDENMEYEN VERGİ
BORÇULARININ TAHSİLİ AMACIYLA ÖDEME EMRİ TANZİM VE TEBLİĞİNDE KANUNA
AYKIRILIK BULUNMADIĞI HK.

Kanuni temsilcisi olduğu anonim şirketin 1987 takvim yılı defter ve
belglerinin incelenmesi sonucu bulunan matrah farkı üzerinden hesapla-
nan vergi ve cezalarda tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılması sonucunda
hesaplanan vergi ve cezalarda tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılması so-
nucunda hesaplanan Kurumlar Vergisi ve vergi cezası ile gecikme faizi-
nin şirketten tahsilinin mümkün olmadığından bahisle 213 sayılı Vergi
Usul Kanununun 10.maddesine istinaden davacı adına tanzim ve tebliğ e-
dilen ödeme emrine karşı açılan davayı; tarhiyat öncesi uzlaşılan ver-
gi asılları üzerinden gecikme faizi hesaplanmasını öngören 3505 sayılı
Kanunun 10.maddesi 10.12.1988 tarihinde yürürlüğe girdiğinden ve bu
tarihten önceki dönemlere ait tarhiyat öncesi uzlaşılan vergiler üze-
rinden kanunların geriye yürümezliği ilkesi uyarınca gecikme faizi he-
saplaması mümkün olmadığından ödeme emrinin gecikme faizine ilişkin
kısmının iptali gerektiği, tarhiyat öncesi uzlaşılan ve ödeme emri ile
istenilen kurumlar vergisi ile vergi cezasına gelince, 213 sayılı Ver-
ği Usul Kanununun 10.maddesi uyarınca şirket borçlarının kanuni tem-
silciden alınabilmesi için kanuni temsilcilerin bu borçların ödenmeme-
sinden kasıt ve ihmallerinin bulunması ve sözkonusu borçların şirket
tüzel kişiliğinden tahsil imkanının kalmaması gerektiği, olayda şirket
borçlarının şirketten tahsil imkanının kalmadığı açık ise de sözkonusu
borçların kanuni temsilcinin kasıt ve ihmaliyle yerine getirilmediği
yolunda davalı idarece yapılmış bir tesbit bulunmaması ve bu borçların
vadesinde ödenmemesinde davacının kusurunun bulunmadığının anlaşılması
karşısında şirkete ait vergi borcunun tahsili amacıyla davacıadına ö-
deme emri düzenlenmesinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul
ederek dava konusu ödeme emrini iptal eden İzmir ikinci Vergi Mahkeme-
sinin 28.2.1994 gün ve 1994/192 sayılı kararının bozulması istemidir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulu-
nan 10.maddesinde; tüzel kişi temsilcilerinin vergi ödevlerini kasıt
ve ihmalleriyle yerine getirmemeleri yüzünden tüzel kişilerin varlı-
ğından tamamen veya kısmen alınamıyan vergi alacaklarının kanuni ödev-
lerini yerine getirmiyen temsilcilerin varlıklarından alınacağı hükme
bağlanmıştır.

Bu hükme göre, kanuni temsilcilerin vergi alacağından sorumlu tutulma-
ları; kanuni temsilcilerin vergi ödevlerini kasıt ve ihmalleriyle ye-
rine getirmemeleri ve mükellef veya sorumluların varlığından vergi a-
lacağının tamamen veya kısmen tahsiline olanak bulunmaması koşulları-
nın birlikte gerçekleşmesine bağlıdır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin
1987 takvim yılı defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda düzenle-
nen raporla sahte belge düzenlendiğinin tesbit edilmesi nedeniyle yapı
lan cezalı tarhiyat üzerinden taraflarca tarhiyat öncesi uzlaşmaya va-
rıldığı, uzlaşma sonucunda tahakkuk eden kurumlar vergisi, vergi ceza-
sı ve gecikme faizinin şirketten tahsili için gerekli işlemlerin ya-
pılmasına rağmen şirketten tahsil edilememesi üzerine davacı adına 213
sayılı Vergi Usul Kanununun 10.maddesi uyarınca ödeme emri tanzim ve
tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

Dava konusu olayda amme alacağının şirketten tahsilinin mümkün olmadı-
ğı hususu sabit olup, bu husus mahkemece de kabul edilmektedir.

Öte yandan, tarhiyat öncesi uzlaşılan vergi, ceza ve gecikme faizinin
süresinde ödenmemesi davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin vergi
ile ilgili ödevlerini ihmali sonucu yerine getirmediğini gösterdiği
gibi, ödeme emriyle tahsiline çalışılan amme alacağı asıl borçlu şir-
ket hakkında içeriği itibariyle sahte ve yanıltıcı belge kullanmaktan
dolayı yapılan cezalı tarhiyattan doğduğundan ve sahte fatura kullanma
eylemi yöneticilerin bilgisi dahilinde gerçekleştirilebilecek bir ey-
lem olduğundan, vergi borçlarının süresinde ödenmemesinde kanuni tem-
silcinin ihmal ve kastının bulunmadığından söz etmek mümkün değildir.

Bu bakımdan, kamu alacağının tahsil edilebilir hale geldiği tarihte
şirketin ödeme güçlüğü içerisinde bulunması, kanuni temsilci olan da-
vacının sorumluluğunu kaldırmıyacağından aksi yolda verilen mahkeme
kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi ka-
rarının bozulmasına karar verildi.




(MT/ES)



 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı