1- V.U.K.NUN 342.MADDESİNDE ÖNGÖRÜLEN EK 15 GÜNLÜK SÜRE 3181 SAYILI
KANUNLA KALDIRILDIĞINDAN, YASAL SÜRESİ DIŞINDA, ANCAK BU EK SÜRE İÇİN-
DE VERİLEN BEYANNAMELER ÜZERİNE RE'SEN TARH YAPILABİLECEĞİ,
2- BEYANNAMENİN YASAL SÜRESİ İÇİNDE VERİLMEMESİ HALİNDE VERGİ ZİYAI
DOĞACAĞINDAN USULSÜZLÜK CEZASI KESİLEMİYECEĞİ,
3- YASAL SÜRESİ GEÇTIKTEN SONRA VERİLEN BEYANNAMELERDEKİ BİLGİLERE DA-
YANILARAK SALINAN VERGİLERE KUSUR CEZASI KESİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
Uyuşmazlık; 1985 takvim yılında dört aylık serbest meslek faaliyetiyle
ilgili olarak adi posta ile gönderdiği beyannamenin Vergi Dairesi Mü-
dürlüğünce kanuni süreden sonra 4.4.1986 gününde gelmesi nedeniyle Da-
vacı adına kesilecek 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 352/1.maddesi uya
rınca usulsüzlük cezasını mı, yoksa 344.maddesi uyarınca kaçakçılık
cezasını mı gerektireceğine ilişkin bulunmaktadır.
Olayda, herne kadar beyannamenin kanuni sürenin sonundan itibaren 15
gün içinde verilmiş bulunması nedeniyle Vergi Usul Kanununun 30.madde-
sinin 1.bendi hükmü uyarınca resen takdir sebebi bulunmamakta ise de;
sözü edilen Kanunun 342.maddesinde öngörülen ek 15 günlük süre ile il-
gili hükmün 3181 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmış bulunması kar-
şısında, beyannamesini kanuni süresinde vermemesi nedeniyle verginin
zamanında tahakkuk ettirilmemesine neden olan Davacının bu fiilinden
dolayı vergi ziyaına sebebiyet verdiği kuşkusuzdur.
Diğer taraftan; sözüedilen Kanunun usulsüzlük cezalarıyla ilgili 351
ve 352.madde hükümleri vergi kanunlarının şekle ve usule müteallik hü-
kümlerine riayet edilmemesi halinde uygulanması gereken düzenlemeler
olup, beyannamenin kanuni süresinden sonra verilmesi nedeniyle meydana
gelen vergi ziyaı dolayısıyla ise bu madde hükümleri uyarınca usulsüz-
lük cezası kesilmesine olanak bulunmadığından aksine verilen kararda
isabet görülmemiştir.
Diğer taraftan; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344.maddesinin 8.ben-
dinin ikinci fıkrasında yeralan parantez içi ve mükerrer 347.maddesi-
nin 1.bendinin parantez içi hükümleriyle beyanname dışında ayrıca bir
tetkike ihtiyaç göstermeksizin beyannamede yazılı bilgilere dayanıla-
rak vergi dairesince tesbiti mümkün olan noksan bildirimler için ka-
çakçılık ve ağır kusur cezası kesilemiyeceği öngörülmüş bulunduğundan,
olayda beyannamesini kanuni süresinden sonra veren Davacı adına da ka-
çakçılık veya ağır kusur veya usulsüzlük cezası değil, kusur cezası
kesilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle Vergi Dairesi Müdürlüğü temyiz isteminin kabulü
ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanununun 49.maddesinin 2.fıkrası hükmü uyarınca davanın kusur
cezasına isabet eden kısmının reddine, dava konusu kaçakçılık cezası
kesme işleminin bu miktarı aşan kısmının iptaline karar verildi.
(MT/EK)
|