Dairesi
MÜŞTERİDEN TAHSİL EDİLEN İSTİHSAL VERGİSİNİN SÜRESİNDE VERGİ DAİRESİNE...
Karar No
1685
Esas No
3554
Karar Tarihi
22-05-1991
 
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
1991
1685
1990
3554
22/05/1991
 
KARAR METNİ

MÜŞTERİDEN TAHSİL EDİLEN İSTİHSAL VERGİSİNİN SÜRESİNDE VERGİ DAİRESİNE
ÖDENMEMESİNDEN ŞİRKET YÖNETİM KURULU BAŞKANI OLAN İFLAS TARİHİNE KADAR
KANUNİ TEMSİLCİLİK SIFATINI SÜRDÜREN DAVACININ SORUMLU OLACAĞI HK.

Uyuşmazlık; Yönetim Kurulu üyesi bulunduğu anonim şirketten alinamayan
vergi alacağı için davacı adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan
davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması isteminden ibaret-
tir.

6183 sayılı Kanunun 3.maddesinde, bu kanunda yer alan amme borçlusu ya
da borçlu teriminin "amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki
ve hükmü şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve
vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve ku
rumlar temsilcilerini" ifade ettiği belirtilmiş olup, amme borçlusunun
ise kim olduğu ilgili vergi kanununda gösterilmiştir. Buna göre, 6802
sayılı Gider Vergileri Kanununun 13.maddesi gereğince istihsal vergi-
sinde mükellef bu maddelerin müstahsilleridir. Olayda müstahsil ve mü-
kellef ise Anonim Şirket olup, uyuşmazlık, vadesinde ödenmeyen vergisi
nin sorumluşirket yönetim krulu üyesinden istenmesinden ibarettir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10.maddesinde ise, tüzel kişilerle kü-
çüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği ol
mayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bun
lara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşek
külleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine
getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri kasıt ve ihmalle-
riyle yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlula
rının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi alacaklarının
kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı, tem-
silcciler veya teşekkülü idare edenlerin bu suretle ödedikleri vergi-
ler için asıl mükelleflere rücu edebilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu
hükme göre kanuni temsilcilerin sorumlu tutulabilmesi için vergi ödev-
lerinin temsilcinin kasıt ve ihmali sonucu yerine getirilmemiş olması
nedeniyle bir vergi ziyaı doğması ve ziyaına uğratılan verginin yine
temsilcinin kasıt ve ihmali sonucu tüzel kişinin varlığından alınamama
sı gerekir.

Öte yandan, Anonim Şirketlerde, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu-
nu belirleyen Türk Ticaret Kanununun 336.maddesinin birinci fıkrasının
5 numaralı bendinde, gerek kanunun gerek esas mukavelelerin kendileri-
ne yüklediği sair vazifelerin kasden veya ihmal neticesi olarak yapıl-
maması halinde yönetim kurulu üyelerinin pay sahiplerine ve şirket ala
caklılarına karşı müteselsilen mesul oldukları açıklanmış; aynı kanu-
nun, şirket işlerinde gösterilecek ihtimamamın derecesinin ne olduğunu
düzenleyen 320.maddesinde de, yönetim kurulu üyelerinin dikkat ve basi
reti hakkında Borçlar Kanununun 528.maddesinin ikinci fıkrası hükmünün
uygulanacağı, sözü geçen ikinci fıkrada ise, şirket işlerini ücretle
idare eden şerikin tıpkı bir vekil gibi mesul olacağı hükme bağlanmış-
tır.

6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun "Mevzuu, şumul, vergiyi doğuran
olay, nisbet" başlıklı 1.maddesinde; bu kanuna bağlı I,II,III numaralı
tablolarda yazılı maddelerden Türkiye'de istihsal ve imal olunanların
müstahsil ve amilleri tarafından teslimi ve kendi imalatlarında sarf
edilmesinin bu tablolarda gösterilen nisbet ve hadlerde istihsal vergi
sine tabi olduğu belirtilmiş olup, aynı yasanın "dahilde alınan istih-
sal vergisinde mükellef başlıklı 13.maddesinde "Bu kanunun mevzuuna gi
ren maddelerden dahilde istihsal olunanların vergisini bunların müstah
silleri öder" denilmek suretiyle vergi yükümlüsü tanımlandıktan sonra,
14.maddenin (g) bendinde matrahın satış bedeli olduğu açıklanarak sa-
tış bedeli tabirinin, teslim edilen maddeler karşılığında her ne adla
olursa olsun müşteriden alınan veya müşterinin borçlandığı para veya
diğer değerlerin toplamını ifade ettiği belirtilmiştir. Aynı yasanın
60.maddesinde ise "dahili istihsal vergisine tabi mükelleflerin vergi-
ye tabi maddeleri teslim ettiklerinde, bu teslimler için (Kanunun 3.
maddesindeki teslim halleri hariç) fatura tanzim etmeye ve bu fatura-
larda istihsal vergisini ayrıca göstermeye mecbur oldukları" hükme bağ
lanmıştır.

Yukarıya alınan madde hükümlerinden de anlaşılacağı gibi dahilde alı-
nan istihsal vergisi yansıtmalı bir vergidir. Vergi yükümlüsü müstah-
sil ise de, verginin yansıtılabilirlik özelliği nedeniyle vergi yükü
vergiye tabi mamulü imal ve teslim eden müstahsil üzerinde değil, bu
ürünleri satın alanlar üzerinde kalmaktadır.

Teslim edilen ürünler karşılığını teşkil eden mal bedelinden ayrı ola-
rak istihsal vergilerinin de müşteriden tahsil edilebilmesi yansıma
keyfieytinin doğal bir sonucudur.

İstihsal vergisinin bu özelliği gözönünde tutulduğunda, şirketlere dü-
şen vergi ödeme yükümlülüğünün öncelikle yerine getirilmesi bakımından
şirket yönticilerinin görev ve sorumluluğu ayrı bir önem kazanmakta-
dır. Dolayısıyla müşteriden tahsil edilmiş bulunan devlet alacağının
süresinde vergi dairesine ödenmemiş olması hallerinde, doğrudan şirket
yöneticilerine izafesi gereken ihmal unsurunun mevcudiyeti kabul edil-
mek gerekir. Anlaşmazlık konusu dönemde şirket yönetim kurulu başkanı
olduğu anlaşılan davacının, kanuni temsilcilik sıfatını sürdürdüğü if-
las tarihine kadar tahakkuk eden istihsal vergilerinin şirketçe zama-
nında ödenmemiş olmasındaki sorumluluk ve ihmali açıktır.

Bu nedenle; vadesinde ödenmeyen verginin sorumlu şirket yönetim kurulu
üyesinden istenmesinde kanuni aykırılık yoktur.

Öte yandan, Vergi Mahkemelerinin ara kararlarına Vergi Dairesi Müdürlü
ğü ve İflas Dairesi Müdürlüğünce verilen cevaplardan, mükellef şirket
Biksan Anonim Şirketinin 27.4.1984 tarihinde iflası üzerine Bilecik
Vergi Dairesi Müdürlüğünün 5.6.1984 tarihinde iflas masasına yazıldı-
ğı, ancak anılan vergi dairesinin beşinci sıradaki ... lira alacağına
karşılık müflisin paraya çevrilmiş mal varlığının, ipotekli alacakla-
rın dahi tümünü karşılamaması nedeniyle tasfiyenin tamalanması üzerine
8.11.1988 tarihinde anılan miktar için borç ödemeden aciz belgesi dü-
zenlendiği ve kamu alacağının tahsil imkanının kalmadığı anlaşıldığın-
dan yazılı gerekçe ile verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunma
maktadır.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yü-
kümlünün dava dilekçesindeki tüm iddiaları incelenerek yeniden karar
verilmek üzere bozulmasına karar verildi.

BŞ/YÖ

 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı