Dairesi
YÜKÜMLÜNÜN ALACAK SENETLERİNİN BİR BÖLÜMÜNÜ REESKONTA TABİ...
Karar No
1684
Esas No
5206
Karar Tarihi
28-04-1986
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
DÖRDÜNCÜ DAİRE
1986
1684
1985
5206
28/04/1986
 
KARAR METNİ

YÜKÜMLÜNÜN ALACAK SENETLERİNİN BİR BÖLÜMÜNÜ REESKONTA TABİ TUTMASI NE-
DENİYLE TARHİYAT YAPILAMAYACAĞI, MÜŞTERİ DEFTERLERİNDEN ALIŞ FİATLARI-
NIN TESBİTİ MÜMKÜNKEN, BU YAPILMADAN MÜCERRET MÜŞTERİ BEYANLARINA İTİ-
BARLA BİR KISIM GELİRİN VERGİ DIŞI BIRAKILDIĞININ KABULÜNDE İSABET BU-
LUNMADIĞI HK.

Uyuşmazlık; kanuni ölçülere göre bulunan matrah farkı üzerinden ikma-
len, alıcı ifadelerine göre de resen salınan kurumlar vergisi ile ka-
çakçılık cezasını onayan Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemin-
den ibarettir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 281.maddesinde "alacaklar mukayyet de-
ğerleriyle değerlenir. Vadesi gelmemiş olan sadece bağlı alacaklar de-
ğerleme gününün kıymetine irca olunabilir. Bu takdirde senette faiz
nisbeti açıklanmış ise bu nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Ban
kasının Resmi İskonto haddi uygulanır" hükmüne yer verildikten başka,
264.maddede Tasarruf değeri, bu iktisadi kıymetin değerleme gününde
sahibi için arzettiği gerçek değerdir ve 265.madde de Mukayyet değer,
bir iktisadi kıymetin muhasebe kayıtlarında gösterilen hesap değeri-
dir, şeklinde tarif edilerek hükme bağlanmış bulunmaktadır.

Bu hükümlerle, alacakların esas itibariyle mukayyet değeriyle başka
bir ifade ile muhasebe kayıtlarında gösterilen hesap değerleriyle de-
ğerleneceği kabul edilmiştir. Ancak senede bağlı alacaklar hakkında mü
kelleflere ihtiyari bir hak tanınmış olup, bu tip alacakların değerle-
me gününün kıymetine irca olunabileceği esasında ayrıca kabul edilmiş
bulunmaktadır. Bu esas anılan 264.maddede kabul edilen tasarruf değeri
ölçüsünün, bu çeşit alacaklara uygulanmasından başka bir şey değildir.

Tasarruf değeri, bir iktisadi kıymetin, değerleme gününde, sahibi için
arzettiği gerçek değer, başka bir deyimle bu iktisadi kıymetin değerle
me gününde satılması halinde edeceği bedel olarak kabul edilmektedir.

Kanun koyucu tasarruf değerinin iktisadi kıymetin sahibinin subjektif
anlayışına göre değil, objektif esaslara göre belli edilmesini öngör-
müştür. Bu görüşten hareketle de Vergi Usul Kanununun 281.maddesinde
senede bağlı alacakların değerleme günü itibariyle arzettiği gerçek
değerin nasıl bulunacağı objektif ölçülere bağlanmış olup, senet üze-
rinde faiz nisbeti gösterilmiş ise bu nisbet, gösterilmemiş ise Mer-
kez Bankası resmi iskonto haddi esas alınarak senedin değerleme günün-
deki kıymeti bulunacaktır. Açıklamalara ve yukarıda anılan kanun hüküm
lerine nazaran inceleme elemanının ileri sürdüğü şekilde borç senetle-
rinin tamamının reeskonta tabi tutulduğu halde alacak senetlerinin bir
kısmının reeskonta tabi tutularak değerleme gününün kıymetine irca
edilmesi yani tasarruf değeri ile değerlenmesinin mümkün olmadığı id-
diasıyla değerleme sonucu zarar kaydedilmiş olan karşılık tutarının
safi kurum kazancına eklenmesi yolundaki uygulama hatalı olmuştur. Şöy
leki; Vergi Usul Kanununun 281. ve 285.maddelerinde alacak ve borç se-
netlerinin değerleme gününün kıymetine (tasarruf değeri) irca edilebil
mesi konusunda banka, banker ve sigorta şirketleri dışında kalan mükel
leflere tanıdığı seçimlik hak, alacak ve borç senetleri için ayrı ayrı
kullanılabilir. Dolayısıyla alacak senetlerini kısmi reeskonta tabi tu
tan mükellefler bu senetlerin tamamını reeskonta tabi tutmaya zorlana-
mazlar. Bu nedenle ikmalen yapılan tarhiyat yerinde görülmemiştir.

Re'sen tarhiyat konusuna gelince;

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik üçüncü mad
desine göre vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin ger-
çek mahiyetinin vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunan şa
hit ifadelerinin ispat vasıtası olarak kullanılabileceği kabul edilmiş
tir. Ancak bu husus kayıt ve belfe düzenine bağlı vergi usulü ve yargı
lamasında usulüne uygun düzenlenmiş belgelerin aksinin şahit ifadele-
riyle ispat edileceğinin kabulünü de gerektirmez. Bir delilin aksi an-
cak aynı değerde bir delille kanıtlanabilir. Alıcılar gerçek usulde
vergiye tabi ticaret erbabı olduklarına göre yapılan işlemlerin onla-
rın defterlerinden takibinin mümkün olacağı kuşkusuzdur. Bu durumda
müşteri defterlerinde karşıt inceleme yapılmaksızın salt ifadesine baş
vurulanlardan soyut cevaplarına dayanılarak satış bedelinin olduğundan
düşük gösterildiği binnetice defterlerin ihticaca salih olmadığı kabul
edilerek, üstelik bu ifadeleri, ifade verenler dışındaki müşterilere
yapılan satışlara da uygulanmak suretiyle resen matrah tayininde isa-
bet gÖrülmemiştir.

Bu nedenlerle yükümlü temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesi kara-
rının bozulmasına, tarhiyatın resen kaldırılmasına karar verildi.

(DAN-DER; SAYI:64-65) (MT/YÖ)
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı