RE'SEN YAPILAN TARHİYATLARDA, TAKDİR KOMİSYONUNCA DÖNEM MATRAHININ TAK
DİRİNDE VE ORTALAMA KAR HADDİ ORANININ DÖNE OLARAK ALINMASINDA KANUNA
AYKIRILIK BULUNMADIĞI, KANUNİ VE EK SÜREDE KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAME-
SİNİ VERMEYEN VE BEYANA ÇAĞRI YAZISININ İCAPLARINI YERİNE GETİRMEYEN
YÜKÜMLÜ ŞİRKET ADINA KAÇAKÇILIK CEZASI KESİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
1991 takvim yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesini kanuni süre-
sinde vermeyen yükümlü şirket adına, toplam satış hasılatına keresteci
ler için geçerli ortalama kar haddi oranının uygulanması suretiyle tak
dir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden salınan kurumlar vergisi
ve geçici vergi ile kesilen kaçakçılık ve kusur cezalarına karşı açı-
lan davayı; re'sen vergi tarhı ile ulaşılmak istenilen amacın, vergi
dairelerinin bilgisi dışında bırakılan kazancın gerçeğe en yakın mikta
rının saptanması olduğu, nitekim, beyannamelerin yasal ve ek sürelerde
verilmemiş olmasından dolayı yükümlüler adına re'sen vergi salınması
sırasında matrah takdiri yapmak durumunda olan takdir komisyonlarının
verecekleri kararların kapsamını belirleyen 213 sayılı Kanunun 31/8.
maddesinde bu kararlarda takdirin dayanaklarının gösterilmesi gerekti-
ğinin belirtildiği, tüm bu hükümlerin, vergi dairesi müdürlükleri ve
takdiri yapcak komisyonlarca, tarhı gereken vergiye ait matrahın gerçe
ğe en yakın miktarının saptanması için gerekli araştırmaların yapılma-
sını zorunlu kıldığı, 213 sayılı Kanunun 30.maddesinin 6.fıkrasının 2.
bendinde de özetle, takrdir komisyonunca verilecek mühlet içerisinde
kanuni defterlerini ibraz eden mükellefin defter ve vesikaları ihtica-
ca salih bulunmak şartıyla, mükellef adına takdir olunacak matrahın
defter ve vesikalara göre tesbit olunacak miktardan fazla olamayacağı-
nin belirtildiği, yine 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun temel ilkele
rinden birisinin gerçek ve safi gelirin vergilendirilmesi olduğu, bu
nedenle elde edilmeyen veya elde edildiği ileri sürülmesine karşın el-
de edildiği kanıtlanamayan kazanç ve iratların gelir üzerinden alınan
vergilerin konusunu oluşturmasına imkan bulunmadığı, diğer yandan 193
sayılı Kanunun 111.maddesinde, ortalama kar haddinin kısmen veya tama-
men perakende satış yapan ticaret erbabı ile imalatçılara uygulanabile
ceği belirtildiğine göre perakende satışı bulunmayan ticaret erbabı ve
imalatçıların vergilendirilmesinde ortalama kar haddi esasının uygulan
masının mümkün olmadığı, ara kararıyla getirtilen defter ve belgelerin
incelenmesinden, kanuni ve ek süreler içerisinde verilmeyen kurumlar
vergisi beyannamesi nedeniyle ortada re'sen takdir nedeninin bulunduğu
hususunun taraflar arasında ihtilafsız olduğu, yükümlü şirketin orman
ürünlerinin toptan alım satımı işiyle iştigal ettiği, perakende satış-
larının da bulunduğu veya defter ve belgelerinin gerçeği yansıtmadığı-
na dair vergi dairesinde yapılmış herhangi bir tesbit veya ileri sürül
müş bir iddianın bulunmadığı, bu durumda ihticaca salih olmadığı kanıt
lanamayan ve mahkemelerince de usulüne uygun tutulduğu görülen defter
ve belgelerde gösterilen ... liralık dönem safi kar tutarının dönem
matrahı olarak takdir edilmesi gerekirken, bunun yerine kanunen yüküm-
lü şirketin vergi matrahının belirlenmesinde uygulanma imkanı bulunma-
yan ortalama kar haddi oranının uygulanması suretiyle belirlenen tuta-
rın matrah olarak takdirinde yasal isabet görülmediği, matrahın yüküm-
lü şirketin defter ve belgelerinden saptanmış olması ve bunun her za-
man belirlenebileceği nazara alındığında olaya kaçakçılık cezası uygu-
lanmasının yerinde bulunmadığı, ancak süresinde beyanname verilmemek
suretiyle tahakkukun geciktirilmesi dolayısıyla vergi ziyaına sebebi-
yet verildiği açık olduğundan salınacak vergiye kusur cezasının uygu-
lanması gerektiği gerekçesiyle kısmen kabul ederek ... liralık matraha
isabet eden tarhiyatı kusur cezalı olarak onayan, fazlasını terkin
eden Trabzon Vergi Mahkemesinin 30.11.1993 gün ve 1993/424 sayılı kara
rının bozulması istemidir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 29.maddesinde, ikmalen vergi tarhının,
her ne şekilde olursa olsun bir vergi tarh edildikten sonra bu vergiye
müteallik olarak meydana çıkan ve defter, kayıt ve belgelere veya kanu
ni ölçülere dayanılarak miktarı tesbit olunan bir matrah veya matrah
farkı üzerinden verginin tarh edilmesi olduğu, aynı Kanunun 30.maddesi
nin 1.fıkrasında ise re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya
kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tes
bitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir
edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş ver
gi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden
vergi tarh olunması şeklinde tarif edildikten sonra maddede sayılan ne
denlerden birinin bulunması halinde maddi delillerin mevcut olmadığı-
nın kabul edileceği ve aynı maddenin 2.fıkrasının birinci bendinde de
vergi bayannamesinin kanuni sürenin sonundan başlayarak 15 gün geçtiği
halde verilmemiş olmasının re'sen takdir sebebi olduğu hükme bağlanmış
tır.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirket adına tarhiyatın, Gelir Vergi
si Kanununun 111.maddesinde öngörülen ortalama kar haddi esasına göre
değil, Vergi Usul Kanununun 30.maddesi uyarınca ve ortalama kar haddi
oranları veri olarak alınmak ve bu oranlar şirket tarafından yıl için-
de vergi dairesine verilen katma değer vergisi beyannamelerinde belir-
tilen katma değer vergisi matrahına uygulanmak suretiyle bulunan mat-
rah üzerinden re'sen yapıldığı anlaşılmıştır.
Olayda, re'sen tarhiyat yapıldığından, takdir komisyonunca dönem matra
hının takdirinde ve ortalama kar haddi oranının done olarak alınmasın-
da kanuna aykırılık bulunmamaktadır. Ancak bu oranın dönem hasılatına
değil, maliyet bedeline uygulanması gerekmektedir.
Katma değer vergisi beyannameleriyle beyan edilen matrah dönem hasıla-
tı olduğundan ve hasılata kar da dahil bulunduğundan, % 9 karın dahil
olduğu hasılattan hareketle maliyet bedelinin bulunmasından sonra dö-
nem safi karının veya matrahının hesaplanarak sonucuna göre karar ve-
rilmesi gerekirken, mahkemece yükümlü şirketin defter ve belgelerinden
saptanan matrah üzerinden tarhiyatın tadilen onanması yolunda karar ve
rilmesinde yasal isabet görülmemiştir.
Öte yandan, kanuni ve ek sürede kurumlar vergisi beyannamesini verme-
yen ve beyana çağrı yazısının icaplarını yerine getirmeyen yükümlü şir
ket kasten vergi ziyaına sebebiyet verdiğinden kesilen kaçakçılık ceza
sında kanuna aykırılık bulunmadığı cihetle kaçakçılık cezasının kusur
cezasına çevrilmesinde de hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kara
rının bozulmasına karar verildi.
ŞT/NÇ
|