YURT DIŞINDAKİ ORTAKTAN ALINAN DÖVİZ CİNSİNDEN BORCUN, ÖRTÜLÜ SERMAYE KABUL EDİLEBİLMESİ İÇİN EMSAL ARAŞTIRMASI YAPILARAK ALINAN BORCUN ÖZSERMAYEYE ORANININ YÜKSEK OLDUĞUNUN TESPİTİ GEREKTİĞİ HK.
Temyiz Eden : Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi Başkanlığı İSTANBUL
Karşı Taraf : ...
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : 1998 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu örtülü sermaye üzerinden hesaplanan kur farkı tutarlarını dönem karının tespitinde gider olarak dikkate aldığı ileri sürülerek davacının ilgili yılda mahsup ettiği zarar azaltılmıştır. İstanbul 6. Vergi Mahkemesi 11.6.2003 gün ve E:2003/426, K:2003/2095 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacının % 99 hisseli ortağı ... Company Limited Şirketinden aldığı Amerikan Doları cinsinden borcu uzun süreli olarak kullandığı ,dönem sonunda oluşan kur farklarının finansman gideri olarak kurum kazancından indirdiği, şirket temsilcisinin ifadesine ve muhasebe kayıtlarına göre alınan paraların gerçek bir borç olmadığı, davacının ileride yapmayı düşündüğü muhtemel sermaye artışlarında yabancı ortak payından mahsup etmek üzere aldığı bu parayı "Sermaye Artırımı Avans Hesabında" muhasebeleştirdiği, 2000 yılında bu borçtan vazgeçildiği dikkate alındığında böyle bir borçlanmanın gerçekte olmadığı, verilen borcun örtülü sermaye niteliğinde olduğu, örtülü sermaye üzerinden hesaplanan faizlerin matrahtan indirilemeyeceği belirtilip, Kurumlar Vergisi Kanununun 16 ncı maddesinde öngörülen koşulların olayda gerçekleştiği, borcun işletmede devamlı kullanılması, kurumun kendi bünyesinde yapılan emsal değerlendirilmesi sonucu alınan paraların öz sermayeye oranın yüksek ve kur farklarının da faiz niteliğinde olması nedeniyle hesaplanan ve gider yazılan kur farkları indiriminin kabul edilmediğinin anlaşıldığı, Kurumlar Vergisi Kanununun 16 ncı maddesinde örtülü sermayenin tanımlandığı ve bir borcun örtülü sermaye sayılabilmesi için üç koşul arandığı, olayda, inceleme elemanınca davacının yurt dışı ortağından aldığı döviz cinsindeki borcun örtülü sermaye olduğu ileri sürülmüş ise de, anılan Kanun maddesi uyarınca emsal araştırılması yapılmadığı, yapılan borçlanmanın şirketin ilgili yıl bilançosunda yer alan öz sermayesine oranı % 21,9 olup, bu orandaki borcunda ticari hayatın normal icaplarına uygun olduğu gerekçesiyle matrah farkının kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, bulunan matrah farkının yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulumasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi Hülya Z.Yıldırım'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı A.Kemal Terlemezoğlu'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, isteminin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine 29.6.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YÖ/ŞGK
|